Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
fortune Dinle! {'fɔ:rtʃən}
  • [N] şans, tâlih, uğur, kısmet, kader, baht, servet, zenginlik
fortune i.
1. kısmet, kader; şans, talih.
2. servet.
fortune i. talih, baht; rastlantı, tesadüf; uğur; şans; kader, kaza, kısmet; servet, çok para. fortune hunter bilhassa evlenme yolu ile zengin olmak isteyen kimse, servet avcısı. fortuneteller

i. falcı. fortunetelling

i. falcılık. make a fortune zengin olmak, servet yapmak. soldier of fortune kiralık asker. tell ones fortune bir kimsenin falına bakmak. try ones fortune şansını denemek.
fortune for.tune fôr'çın İsim * kısmet, kader; şans, talih. * servet.
fortune talih, baht; rastlantı, tesadüf; uğur; şans; kader

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
darling of fortune
  • [N] şanslı adam
carve out a fortune
  • [V] servet yapmak
come into a fortune
  • [V] servete konmak
ill fortune
  • [N] kötü şans
make a fortune
  • [V] servet yapmak, zengin olmak
marry a fortune
  • [V] zengin biriyle evlenmek
tricks of fortune
  • [N] kader: kaderin cilveleri
fortune hunter {'fɔ:rtʃən,hʌntər}
  • [N] servet avcısı
fortune teller {'fɔ:rtʃən,telər}
  • [N] falcı, falcı kadın
fortune telling {'fɔ:rtʃən,telıŋ}
  • [N] falcılık
in fortune's lap
  • [ADV] para içinde, bolluk içinde
soldier of fortune
  • [N] paralı asker
the wheel of fortune
  • [N] çarkıfelek
wheel of fortune
  • [N] çarkıfelek
good fortune
1. iyi talih.
tell one´s fortune -in falına bakmak.
tell s.o.´s fortune birinin falına bakmak: Will you tell her fortune? Onun falına bakar mısın?
try one´s fortune şansını denemek.
tell one's fortune * -in falına bakmak.
tell someone's fortune * birinin falına bakmak.