İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
screw |
{skru:}
- [N] vida, vidanın bir tur dönüşü, baskı, zorlama, uskur, gemi pervanesi, cimri, pinti, gardiyan, yaşlı ve zayıf at, tütün paketi
- [V] vidalamak, çevirmek, burmak, geçirmek, dönmek, sikişmek
|
|
screw |
{skru:}
- [N] cinsel ilişki
- [V] sikmek, ilişkiye girmek
|
sl. |
screw |
i.
f. vida; uskur, gemi pervanesi; vidanın dönmesi; dönüş, çevriliş; basınç, tazyik; İng., {argo} maaş; İng. işe yaramayan at; başkasından para sızdıran adam; {argo} hapishane gardiyanı; İng., {argo} küçük tütün paketi;
f. vidayı çevirmek; burmak, vida haline koymak; vidalamak; vida ile tutturmak; vida gibi sıkıştırmak; aldatmak, dolandımak, sızdırmak {para}; {argo} cinsel ilişkide bulunmak, ile yatmak; vida gibi dönmek; burulmak, dönmek; buruşturmak. screw bolt vidalı cıvata. screw down vida ile sıkıştırmak, vidalamak; çok düşük fiyat vermek. screw gear helezoni dişli. screw hook vidalı kancal screw jaek makinalı kriko screw nut cıvata somunu. screw on vidalamak screw plate vida paftası, malapafta. screw up sıkıştırıp düzeltmek;{argo} bozmak. screw up courage cesaretini toplamak. have a screw loose {argo}, {slang} bir tahtası eksik olmak, deli olmak. put the serews on {argo} {bir kimseyi} sıkıştırmak. |
|
screw |
i. 1. vida. 2. uskur, pervane.
f. 1. vidalamak. 2. argo düzmek; düzüşmek. 3. argo kazıklamak. |
|
screw |
i.
f. vida; uskur, gemi pervanesi; vidanın dönmesi; dönüş, çevriliş; basınç, tazyik; İng., {argo} maaş; İng. işe yaramayan at; başkasından para sızdıran adam; {argo} hapishane gardiyanı; İng., {argo} küçük tütün paketi;
f. vidayı çevirmek; burmak, vida haline koymak; vidalamak; vida ile tutturmak; vida gibi sıkıştırmak; aldatmak, dolandımak, sızdırmak {para}; {argo} cinsel ilişkide bulunmak, ile yatmak; vida gibi dönmek; burulmak, dönmek; buruşturmak. screw bolt vidalı cıvata. screw down vida ile sıkıştırmak, vidalamak; çok düşük fiyat vermek. screw gear helezoni dişli. screw hook vidalı kancal screw jaek makinalı kriko screw nut cıvata somunu. screw on vidalamak screw plate vida paftası, malapafta. screw up sıkıştırıp düzeltmek;{argo} bozmak. screw up courage cesaretini toplamak. have a screw loose {argo}, {slang} bir tahtası eksik olmak, deli olmak. put the serews on {argo} {bir kimseyi} sıkıştırmak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
adjusting screw |
|
|
screw up one's courage |
|
|
nut screw |
|
|
be a good screw |
|
|
have a screw |
- [V] yatmak, cinsel ilişkiye girmek
|
|
have a screw |
|
sl. |
have a screw loose |
- [V] kafadan çatlak, tahtası eksik
|
|
screw around |
- [V] önüne gelenle yatmak, herkesle düşüp kalkmak, boş boş dolaşmak
|
|
screw bolt |
|
|
screw cap |
|
|
screw down |
- [V] vida ile tutturmak, vidalamak, düşürmek {fiyat}
|
|
screw gear |
|
|
screw jack |
{,skru:'dʒæk}
- [N] vidalı kriko, mekanik kriko
|
|
screw on |
|
|
screw steamer |
- [N] pervaneli gemi, uskurlu gemi
|
|
screw tap |
|
|
screw up |
- [V] altüst etmek, yükseltmek {fiyat}, artırmak
|
|
screw up |
- [V] berbat etmek, içine etmek, sikmek, rezil etmek
|
sl. |
screw you! |
|
sl. |
winged screw |
|
|
|
|