answer |
{'ænsər}
- [N] cevap, yanıt, karşılık, tepki, misilleme, çözüm
- [V] cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, bakmak {kapı, telefon}, karşılamak, yetmek, tanıma uymak, uymak, yerine getirmek, kefil olmak
|
|
answer |
i. cevap, karşılık, mukabele; {müz}. bir çalgının başka bir çalgıya cevap vermesi; hesabın doğru sonucu. answerless
s. cevapsız. |
|
answer |
f. cevap vermek, gelmek {çağrılınca} , gitmek; halletmek; mukabele etmek, karşılamak; ihtiyacı karşılamak; ödemek , hesap görmek; to i/e tekabül etmek, uymak. answer back karşılık vermek. answer for that ondan sorumlu olmak. answer the doorbell kapı zili çalınca açmak. answerable
s. sorumlu, mesul; cevap verilebilir. |
|
answer |
i. cevap, yanıt; karşılık.
f. 1. cevap vermek, cevaplamak, yanıtlamak; karşılık vermek. 2. to -e uymak: This man does not answer to the description of the suspect. Bu adam sanığın eşkâline uymuyor. |
|
answer |
v.yanıtla:n.yanıt |
|
|