Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
carry-forward {'kærı,fɔ:rwərd}
  • [N] nakli yekun, devreden toplam

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
amount carried forward
  • [N] nakli yekun, toplam aktarım
balance brought forward
  • [N] nakli yekun
carry the bat
  • [ID] oyun dışı kalmamak {kriket}
carry away the bell
  • [ID] yenmek, alt etmek, kazanmak
bring forward
  • [V] öne sürmek, nakletmek {hesap}
buy forward
  • [V] geleceğe yönelik alış yapmak, stok yapmak
carry the can
  • [ID] suçu üstlenmek, kabahati üzerine almak
carry Dinle! {'kærı}
  • [N] menzil, golfte topun vurulmadan önceki gidişi, karadan yapılan kayık taşımacılığı
  • [V] çakmak, taşımak, nakletmek, götürmek, çekmek, bulundurmak, getirmek, sevketmek, sağlamak, kaldırmak, elde etmek, başarı kazanmak, satış: satışa sunmak, yayımlamak, geçirmek, taşıyıcılık yapmak, menzili olmak
carry away
  • [V] götürmek, taşımak, alıp götürmek, ayartmak, coşturmak, heyecanlandırmak
carry forward
  • [V] devam etmek, ilerletmek, nakletmek {hesap}
carry off
  • [V] öldürmek, ölümüne yol açmak, iletmek, kazanmak, hakkından gelmek, kapıp kaçırmak
carry on
  • [V] devam ettirmek, sürdürmek, peşini bırakmamak
carry-on Dinle! {'kærı,ɒn}
  • [A] el
Do you have any carry-on baggage?
  • [PHR] alacak: Yanınıza alacağınız bir şey var mı?
I have two carry-on pieces.
  • [PHR] taşımak: Yanımda iki parça eşya taşıyacağım.
You have too much carry-on baggage.
  • [PHR] taşımak: Yanınızda taşımak için çok fazla şey almışsınız.
carry-on pieces
  • [N] taşımak: parça eşya taşıyacağım, bagaj: el bagajı
carry out
  • [V] uygulamak, gerçekleştirmek, başarmak
carry over
  • [V] nakletmek {hesap}, gelmek, devam etmek, ertelemek
carry things too far
  • [V] abartmak

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Forward USB Klavye Forward USB K/B