Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
distance Dinle! {'dıstəns}
  • [N] uzak olma, uzaklık, açıklık, mesafe, ara, araya mesafe koyma, soğukluk
  • [V] uzakta tutmak, uzağa koymak, geçmek, geride bırakmak
distance i.

f. mesafe, uzaklık, ara, menzil; müddet, fasıla; aralık; {güz}. {san}. buut, perspektif;

f. geride bırakmak. a good distance off epeyce uzakta. at a distance uzakta, uzak bir yerde; belirli bir mesafede. from a distance uzaktan. keep ones distance haddini bilmek, sokulmamak, 1üzumlu olan mesafeyi muhafaza etmek. middle distance orta buutta. within striking distance vurulabilecek mesafede.
distance i.
1. uzaklık, mesafe, ara.
2. uzak, uzak yer.
3. mesafe, resmiyet.

f. geride bırakmak.
distance dis.tance dîs'tıns İsim * uzaklık, mesafe, ara. * uzak, uzak yer. * mesafe, resmiyet. Fiil * geride bırakmak.
distance mesafe, uzaklık, ara, menzil; müddet, fasıla; aral

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
long-distance call
  • [N] arama: ülkelerarası arama, konuşma: şehirlerarası konuşma
certain distance
  • [N] belirli bir uzaklık
direct distance dialing
  • [N] şehirlerarası otomatik arama
a good distance off
  • [ADV] epey uzakta, oldukça uzak
at a distance
  • [ADV] uzakta, belli bir mesafede
from a distance
  • [ADV] uzaktan
in the distance
  • [ADV] uzakta
keep one's distance
  • [V] mesafeli olmak, samimi olmamak, soğuk davranmak, uzak durmak
keep smb. at a distance
  • [V] samimi olmamak, soğuk davranmak
to a distance
  • [ADV] uzağa
distance race
  • [N] uzun mesafe yarışı
distance runner
  • [N] uzun mesafe koşucusu
long distance
  • [N] konuşma: şehirlerarası konuşma, konuşma: uluslararası konuşma (Amer.), santral: şehirlerarası santral
long-distance {,lɔ:ŋ'dıstəns}
  • [A] şehirlerarası, uluslararası (Amer.), uzun mesafeli
lunar distance
  • [N] ayın uzaklığı
stopping distance
  • [N] durma mesafesi
within walking distance
  • [ADV] yürünebilecek mesafede, yakın
a good distance off epey uzakta.
air distance kuş uçuşu mesafe
at a distance uzakta, uzak bir yerde.