Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
drink Dinle! {drıŋk}
  • [N] içecek, içmek, meşrubat, içki içmek, içki, deniz, okyanus
  • [V] içmek, içki içmek, şerefine içmek, içkiye harcamak, bitirmek
drink f. {drank, drunk}
1. içmek.
2. içki içmek.
3. in büyük bir zevkle seyretmek/dinlemek.
4. to -in şerefine içmek.

i.
1. içecek.
2. içki.
3. bir içimlik miktar.
4. argo deniz.
drink i. içecek şey; içki; bir defada içilen miktar; fazla içki içme; argo büyük su kütlesi, deniz, okyanus. a drink of water bir bardak su. hard drinks sert içki, sarhoş edici içki. soft drinks meşrubat, alkolsüz içki. strong drinks, kuvvetli içki, sert içki. stand drinks herkese içki ikram etmek.
drink f. {drank, drunk} içmek, alkollü içki içmek; yutmak, çekmek aImak kana kana içmek; şerefe kadeh kaldırmak; in ile zevk duyarak doya doya seyretmek veya dinlemek; to ile şerefine içmek. drinker

i. içki içen kimse; ayyaş veya sarhoş kimse.
drink drink drîngk Fiil (D) drank, drunk * içmek. * içki içmek. İsim * içecek. * içki. * bir içimlik miktar. slang * deniz.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
alcoholic drink
  • [N] alkollü içki, içki
drink deeply
  • [V] çok içmek
Can I have another drink?
  • [PHR] kadeh: Bir kadeh daha alabilir miyim?
have a drink
  • [V] içecek bir şey almak, içmek
How about a drink?
  • [PHR] içki: Bir içki ister misiniz?
I'll treat you to a drink.
  • [PHR] içki: Size bir içki ısmarlayayım.
I would like a drink.
  • [PHR] içki: İçecek bir şeyler rica ediyorum.
Let me buy you a drink.
  • [PHR] içki: Size bir içki ısmarlamama izin verin.
make to drink
  • [V] içirmek
May I offer you a drink?
  • [PHR] içki: Size bir içki ikram edebilir miyim?
take to drink
  • [V] kendini içkiye vermek
What would you like to drink?
  • [PHR] içmek: Ne içmek istersiniz?
Would you like something to drink?
  • [PHR] içki: İçecek bir şeyler ister misiniz?
Would you like to go for a drink?
  • [PHR] içmek: İçki içmeye gitmek ister misiniz?
drink a lot
  • [V] çok içmek
drink away
  • [V] içkiye harcamak, içerek unutmaya çalışmak, içkiyle dağıtmak
drink heavily
  • [V] çok içmek, kafayı çekmek
drink in
  • [V] tadını çıkarmak, doya doya seyretmek, emmek, yutmak
drink off
  • [V] bir dikişte içmek, içip bitirmek
drink smb. under the table
  • [V] içkiye daha dayanıklı olmak