Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
smiling {'smaılıŋ}
  • [A] gülümseyen, gülen, tebessüm eden, güler yüzlü
smiling
1. gülümseyerek.
smiling n.gülümseyen:v.gülümse:prep.gülümseyerek
smiling gülümseyen, gülen, tebessüm eden, güler yüzlü s.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
I couldn´t help smiling. Kendimi gülümsemekten alamadım.
keep smiling
1. iç kale. kale. geçim. yiyecek. bakım. himaye. tutmak. bulundurmak. sağlamak. korumak. temelli almak. sürdürmek. devam ettirmek. alıkoymak. bakmak. gözkulak olmak. işletmek. uymak. kalmak. durmak. kutlamak.
I couldn't help smiling. * Kendimi gülümsemekten alamadım.