Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
star Dinle! {stɑ:r}
  • [A] önemli, parlak, büyük, yıldız
  • [N] yıldız, star, şans
  • [V] yıldızlamak, yıldızlarla süslemek, yıldız yapmak, başrolde oynatmak, yıldız olmak, başrolde oynamak
star i.
1. yıldız.
2. sin., tiy., müz. yıldız, star: She´s become a movie star. Sinema yıldızı oldu.
star s. en iyi; üstün: star role en önemli rol.
star f. {

starred,

starring}
1. -in yanına yıldız işareti koymak.
2. {belirli bir filmin} yıldızı olmak: This film stars Charlie Chaplin. Bu filmin yıldızı Şarlo. Charlie Chaplin starred in many movies. Şarlo birçok filmin yıldızıydı.
star i. yıldız; yıldız şekli; yıldız işareti; tiyatro, sin. yıldız; mümtaz şahsiyet, sporda mükemmel oyuncu; talih. star apple meyvası elmaya benzer ve Antillerde yetişen bir ağaç, bot. Chrysophyllum cainito Star Chamber eskiden İngilterede hudutsuz yetki sahibi olan ve 1641de lağvolunan mahkeme; gizlice ve istediği gibi hareket eden herhangi bir mahkeme. star drift küme halindeki yıldız gruplarının müşterek hareketi. star grass nergis zambağına benzer ufak bir ot, bot. Hypoxis star of David Süleymanın mührü. Star and Bars Amerikan İç Harbinde Güneyli hükümetin bayrağı. Stars and Stripes ABDnin bayrağı. star sapphire yıldız görüntüsü veren yakut. star shell işaret fişeği, aydınlatma mermisi. StarSpangled Banner ABDnin bayrağı; ABDnin milli marşı. have stars in ones eyes gözleri parıldamak. make one see stars k.dili. gözünde şimşekler çaktırmak. north star Kutupyıldızı, kuzey yıldızı, demirkazık. shooting star kayan yıldız, haceri semavi, göktaşı. thank ones lucky stars Allaha şükretmek.

Türkçe » İngilizce Yukarı
star
  • [N] star, headliner
star star performer, star.
star * star performer, star.
star star

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
all-star Dinle!
  • [N] yıldız oyuncuların oynadığı
star-spangled banner
  • [N] Amerikan bayrağı, Amerikan milli marşı
co-star {'kəʋ,stɑ:r}
  • [N] başrolü paylaşan oyuncu
  • [V] başrolü paylaşmak
Dog Star {'dɒgstɑ:r}
  • [NPR] köpek: Büyük Köpek burcunun en parlak yıldızı (astr.), Akyıldız (astr.)
double star
  • [N] çifte yıldız, tekmiş gibi görünen iki yıldız
falling star
  • [N] kayan yıldız, akaryıldız, şahap
four-star Dinle!
  • [A] dört yıldızlı
pulsating star
  • [N] titreşen yıldız
shooting star
  • [N] göktaşı, akanyıldız
Evening star
  • [NPR] Akşamyıldızı (astr.), Venüs (astr.), Çulpan (astr.)
guiding star
  • [N] Kutupyıldızı (astr.)
lucky star
  • [N] yıldız: şans yıldızı
Morning Star
  • [NPR] sabah: Sabah yıldızı (astr.)
North Star
  • [NPR] Kutupyıldızı (astr.)
Pole Star {'pəʋlstɑ:r}
  • [NPR] Kutupyıldızı (astr.), Demirkazık (astr.), yol gösterici, öncü, önder, ucay: Ucay yıldızı (astr.)
unlucky star
  • [N] uğursuz yıldız
star chamber {stɑ:r'tʃeımbər}
  • [N] kraliyet davalarının yapıldığı salon {westminster}
star-crossed Dinle! {'stɑ:r,krɔ:st}
  • [A] şanssız, tâlihsiz
star dust
  • [N] yıldız tozu, parlak yıldız kümesi
star map
  • [N] gök haritası, yıldız haritası