Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
store Dinle! {stɔ:r}
  • [N] dükkân, mağaza, depo, ambar, bellek, hafıza, stok, mevcut, bolluk, hazine
  • [V] yüklemek, depolamak, doldurmak, hafızaya almak, akılda tutmak, içermek, ardiyeye koymak
store i.

f. {A.B.D. mağaza, dükkân; biriktirilmiş şey, stok; hazne, ambar; çoğ. levazım, kumanya; bolluk;

f. saklamak; biriktirmek; levazımını tedarik etmek .store away biriktirip saklamak. store up biriktirmek, yığınak; depo etmek, ambara koymak. store teeth argo eğreti dişler, takma dişler. A surprise is in store for you Sizi bir sürpriz bekliyor. in store elde, mevcut; ilerisi için saklanmış. set great store by çok kıymet vermek.
store i.
1. dükkân; mağaza.
2. stok, hazne.

f.
1. {bir şeyi} {bir yerde} saklamak; {bir şeyi} bir depoya koymak.
2. up içine atmak, biriktirmek: Don´t store up grudges! Hıncını içine atıp biriktirme!
store depo
store depolamak

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
ammunition store
  • [N] cephanelik
Where is the nearest antique store?
  • [PHR] antikacı: En yakın antikacı nerede?
antique store
  • [N] antikacı, antika dükkânı
camera store
  • [N] fotoğraf stüdyosu
candy store
  • [N] şekerci dükkânı
chain store
  • [N] mağazalar zinciri, zincir mağazalar şubesi
Is there a clothing store nearby?
  • [PHR] giyim: Yakınlarda giyim mağazası var mı?
Where is the nearest clothing store?
  • [PHR] giyim: En yakın giyim mağazası nerede?
clothing store
  • [N] giyim mağazası
department store
  • [N] mağaza: büyük mağaza
dime store {'daım,stɔ:r}
  • [N] ucuzcu dükkân
discount store
  • [N] ucuza mal satan dükkân
health food store
  • [N] sağlıklı gıda malzemeleri dükkanı
jewelry store
  • [N] kuyumcu
liquor store
  • [N] tekel
music store
  • [N] müzik mağazası
Is there a shoe store nearby?
  • [PHR] ayakkabı: Yakınlarda ayakkabı mağazası var mı?
Where is the nearest shoe store?
  • [PHR] ayakkabıcı: En yakın ayakkabıcı nerede?
shoe store
  • [N] ayakkabı mağazası, ayakkabıcı
sporting goods store
  • [N] spor malzemeleri mağazası