İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
be out of the running |
- [V] kazanması imkânsız olmak, yarışı bırakmak
|
|
be out of the running |
adaylıktan elenmiş olmak. |
|
be out of the running |
{yarışmadan} elenmiş olmak. |
|
be out of the running |
* {yarışmadan} elenmiş olmak. |
|
be out of the running |
kazanması imkânsız olmak, yarışı bırakmak |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
running account |
- [N] hesap: açık hesap, hesap: cari hesap, anında verilen haber
|
|
running custard |
|
|
I'm running out of gas. |
- [PHR] benzin: Benzinim bitiyor.
|
|
How many horses are running in this race? |
- [PHR] at: Bu yarışta kaç at koşuyor?
|
|
running |
{'rʌnıŋ}
- [A] cerahatli, koşan, koşarak yapılan, kaçamak, cari, işleyen, akan, akar, iltihaplı, sürekli, peşpeşe, arka arkaya, işlek, genel, tekrarlanan
- [N] koşu, koşma, kaçakçılık, işletme, çalışma, ablukayı yarma
|
|
out of the running |
|
|
running after |
|
|
running commentary |
|
|
running expenses |
|
|
running glance |
|
|
running hand |
- [N] el yazısı, bitişik el yazısı
|
|
running in |
{,rʌnıŋ'ın}
- [N] rodaj {motor alıştırılması}
|
|
running knot |
- [N] gemici düğümü, kement düğümü
|
|
running mate |
- [N] aynı partiden seçime katılan aday
|
|
running start |
- [N] hızlı başlangıç, iyi çıkış
|
|
a running sore |
- [N] iltihaplı yara, bitmek bilmeyen acı
|
|
a running battle |
uzun süren bir ihtilaf. |
|
Applications Running |
Çalışan Uygulamalar |
|
be in the running |
adaylardan biri olmak. |
|
free-running speed |
denge hızı |
|
|
|