Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
pass Dinle! {pæs}
  • [N] giriş, geçiş, geçit, dar yol, kanal, geçiş izni, pasaport, giriş kartı, paso, izin, ruhsat, hokkabazlık, el çabukluğu, pas, geçme, kur, çalım, durum, vaziyet
  • [V] geçmek, geçirmek, aşmak, devretmek, vermek, uzatmak, piyasaya sürmek, pas vermek, açmak {kilit}, söylemek, bildirmek, dönüşmek, dinmek, onaylanmak,
pass i. geçiş, geçme; paso, şebeke; sınavda geçme; boğaz, geçit, dar yol; ask. hatlardan geçme izni; hal, durum; meç hamlesi; hokkabazların kaybetme oyunu; top oyunlarında topu elden ele geçirme, pas. free pass ücretsiz giriş sağlayan paso. bring to pass sonuçlandırmak. come to pass olmak, meydana gelmek. hold the pass geçidi tutmak. make a pass vurmaya çaşışmak; {argo} çalım atmak.
pass f. üstünden, içinden veya yanından geçmek; geçirmek; gezdirmek, dolaştırmak; geçirmek {zaman}; söz vermek; huk. hüküm vermek, intikal etmek, karar vermek; beyan etmek, söylemek {fikir}; ileri gitmek, aşmak; boşaltmak, tahliye etmek; kabul ve tasdik etmek veya ettirmek; sınavda geçmek; ihmal etmek; spor pas vermek; paylaşmak; geçmek, mürur etmek {zaman}; halden hale girmek; vaki olmak; elden ele dolaşmak, tedavül etmek; sürmek {para}; kabul olunmak; başarmak, muvaffak olmak; bitmek, sona ermek; engelle karşılaşmamak; boşaltmak, akıtmak; briç pas demek; sırasını atlatmak; hamle yapmak {eskrimde}; devretmek. pass a dividend kâr hisselerini ödememek. pass away ölmek; sona ermek. pass beyond geçmek, üstün olmak. pass by yanından geçmek, geçip gitmek. pass for diye geçinmek. pass muster yoklamayı atlatmak; yeterli olmak, geçmek. pass off sona ermek; geçirmek, sürmek {sahte para}; geçmek; ...diye geçinmek, kendini ...diye satmak. pass on gecikmeyip gitmek; ileri gitmek; ölmek; geçirmek, başkasına vermek. pass out dışarı çıkmak: k.dili bayılmak, kendinden geçmek. pass over atlayıp geçmek, üstünden geçmek; öbür tarafa geçmek; ihmal etmek, görmemek; göz yummak. pass the buck sorumluluğu başkasının üzerine atmak. pass the hat yardım toplamak. pass the time of day selâmlaşmak. pass through içinden geçmek; nufuz etmek. pass up k.dili yararlanmamak, istifade etmemek, fırsatı kaçırmak. pass upon karar vermek.
pass kıs. passive.
pass f.
1. geçmek; geçirmek: When the car passed us we were doing one hundred and eighty kilometers an hour. Araba bizi geçtiğinde biz saatte yüz seksen kilometre yapıyorduk. We passed through Germany on our way to France. Fransa´ya giderken Almanya´dan geçtik. Time passes quickly when you´re having fun. Eğlenceli saatler çabuk geçer.
2. ileri gitmek, aşmak.
3. onaylamak; onaylattırmak: When will the Grand National Assembly pass this new tax law? Büyük Millet Meclisi bu yeni vergi yasasını ne zaman onaylayacak?
4. sınavda geçmek.
5. {birine} {sahte para, karşılıksız çek} vermek.
6. bitmek, sona ermek, geçmek: You should stay inside until the storm passes. Fırtına geçene kadar içeride kalmalısın.
7. to -e miras kalmak.
8. spor pas vermek; paslaşmak.
9. briç “pas” demek.
10. sırasını atlatmak.
11. vermek, uzatmak: Would you please pass the salt? Tuzu verir misiniz lütfen?

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
pass the buck
  • [ID] sorumluluğu başkasına yıkmak, sorumluluğu başkasına yüklemek
pass in one's checks
  • [ID] öbür dünyayı boylamak, çekmek: fertiği çekmek
pass the time of day with
  • [ID] günaydınlaşıp lâflamak
pass an examination
  • [N] sınavı geçmek
pass through the mill
  • [ID] tecrübe kazanıp pişmek, çok çekip hayatta pişmek
mountain pass
  • [N] boğaz, dağ geçidi
pass muster
  • [V] teftişten geçmek, uygun olmak, kabul edilmek
pass up an opportunity
  • [V] fırsatı kaçırmak
be at a desperate pass
  • [V] durumu vahim olmak, zor durumda olmak
be on pass
  • [V] izinli olmak
boarding pass {'bɔ:rdıŋ,pæs}
  • [N] kart: biniş kartı
bring to pass
  • [V] meydana getirmek, ortaya çıkarmak
Can I buy a monthly pass?
  • [PHR] bilet: Aylık bilet alabilir miyim?
hard pass
  • [N] sırnaşıklık, yapışkanlık
make a pass at
  • [V] kur yapmak, tavlamaya çalışmak
make pass
  • [V] geçirmek
May I see your boarding pass, please?
  • [PHR] kart: Biniş kartınızı görebilir miyim?
monthly pass
  • [N] bilet: aylık bilet
not to pass over
  • [V] aşmamak
sell the pass
  • [ID] ihanet etmek

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
By Pass By Pass
By Pass By Pass