Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
running {'rʌnıŋ}
  • [A] cerahatli, koşan, koşarak yapılan, kaçamak, cari, işleyen, akan, akar, iltihaplı, sürekli, peşpeşe, arka arkaya, işlek, genel, tekrarlanan
  • [N] koşu, koşma, kaçakçılık, işletme, çalışma, ablukayı yarma
running i.

s. koşuş; koşma; akıntı; akıntı miktarı;

s. koşan; koşuya ait; sarılgan, sürüngen {bitki}; sürekli, devamlı, aralıksız; akan; kolay geçen; üst üste; art arda; işleyen; bitişik {elyazısı}; sıvı; tıb. akıntılı, sızıntılı; düz; cari, geçer; tekrarlanmış; koşarak yapılan; sefere ait. running account cari hesap; anında verilen haber. running board araba boyunca uzanan basamak. running fight kovalamaca sırasındaki mücadele ve dövüş. running fire sürekli ateş. running gear arabanın alt düzeni. running glance göz atma. running hand bitiştirilmiş harflerle yazılmış elyazısı. running knot kement düğümü. running light seyir feneri. running mate aynı takımda yarışan at; aynı partiden seçime katılan aday. running title tekrarlanan sayfa başlığı. be in the running kazanma şansı olmak. be out of the running kazanma şansı olmamak.
running i.
1. koşuş, koşma.
2. yönetim, yönetme, idare, idare etme.
3. spor koşu.

s.
1. koşan.
2. koşmaya elverişli.
3. sarılgan, sürüngen {bitki}.
4. sürekli, devamlı, aralıksız.
5. akan, akar: running water akar su.
6. kolay geçen.
7. üst üste.
8. art arda.
9. işleyen.
10. bitişik {elyazısı}.
11. tıb. akıntılı, sızıntılı.
12. düz.
13. cari, geçer.
14. tekrarlanmış.
15. koşarak yapılan.
running i.

s. koşuş; koşma; akıntı; akıntı miktarı;

s. koşan; koşuya ait; sarılgan, sürüngen {bitki}; sürekli, devamlı, aralıksız; akan; kolay geçen; üst üste; art arda; işleyen; bitişik {elyazısı}; sıvı; tıb. akıntılı, sızıntılı; düz; cari, geçer; tekrarlanmış; koşarak yapılan; sefere ait. running account cari hesap; anında verilen haber. running board araba boyunca uzanan basamak. running fight kovalamaca sırasındaki mücadele ve dövüş. running fire sürekli ateş. running gear arabanın alt düzeni. running glance göz atma. running hand bitiştirilmiş harflerle yazılmış elyazısı. running knot kement düğümü. running light seyir feneri. running mate aynı takımda yarışan at; aynı partiden seçime katılan aday. running title tekrarlanan sayfa başlığı. be in the running kazanma şansı olmak. be out of the running kazanma şansı olmamak.
running i.
1. koşuş, koşma.
2. yönetim, yönetme, idare, idare etme.
3. spor koşu.

s.
1. koşan.
2. koşmaya elverişli.
3. sarılgan, sürüngen {bitki}.
4. sürekli, devamlı, aralıksız.
5. akan, akar: running water akar su.
6. kolay geçen.
7. üst üste.
8. art arda.
9. işleyen.
10. bitişik {elyazısı}.
11. tıb. akıntılı, sızıntılı.
12. düz.
13. cari, geçer.
14. tekrarlanmış.
15. koşarak yapılan.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
running account
  • [N] hesap: açık hesap, hesap: cari hesap, anında verilen haber
running custard
  • [N] vanilyalı sos
I'm running out of gas.
  • [PHR] benzin: Benzinim bitiyor.
How many horses are running in this race?
  • [PHR] at: Bu yarışta kaç at koşuyor?
be out of the running
  • [V] kazanması imkânsız olmak, yarışı bırakmak
out of the running
  • [A] kazanması imkânsız
running after
  • [N] kovalama
running commentary
  • [N] radyo röportaj {maç}
running expenses
  • [N] genel giderler
running glance
  • [N] kaçamak bakış
running hand
  • [N] el yazısı, bitişik el yazısı
running in {,rʌnıŋ'ın}
  • [N] rodaj {motor alıştırılması}
running knot
  • [N] gemici düğümü, kement düğümü
running mate
  • [N] aynı partiden seçime katılan aday
running start
  • [N] hızlı başlangıç, iyi çıkış
a running sore
  • [N] iltihaplı yara, bitmek bilmeyen acı
a running battle uzun süren bir ihtilaf.
Applications Running Çalışan Uygulamalar
be in the running adaylardan biri olmak.
be out of the running adaylıktan elenmiş olmak.