Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
half-length Dinle! {,hæf'leŋkɵ}
  • [A] yarım boy
half-length s. yarım boy.

i. vücudun yukarı kısmını gösteren resim.
half-length half-length häf'length Sıfat * yarım boy. İsim * vücudun yukarı kısmını gösteren resim.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
Will you adjust the length?
  • [PHR] ayarlamak: Boyunu ayarlar mısınız?
half as much again
  • [ADV] yarısı kadar daha
half board
  • [N] pansiyon: yarım pansiyon {YP}, modifiye edilmiş Amerikan planı {M.A.P.}
center half
  • [N] santrhaf (fut.)
at half cock
  • [A] yarı kurulu, hazırlıksız
It is half past eleven.
  • [PHR] on bir: On bir buçuk.
feature-length {'fi:tʃərleŋkɵ}
  • [A] film süresi kadar
half Dinle! {hæf}
  • [A] yarım, yarı, buçuk
  • [ADV] yarı, yarı yarıya, hemen hemen, neredeyse
  • [N] yarım, buçuk, yarı, devre, yarı saha
better half
  • [N] eş, hayat arkadaşı
It is half past two.
  • [PHR] buçuk: İki buçuk.
my better half
  • [PHR] eğim, karım
not half bad
  • [A] hiç fena değil, hiç fena olmayan
half-and-half Dinle! {,hæfən'hæf}
  • [A] yarı yarıya
  • [ADV] yarı yarıya
  • [N] yarı yarıya karışım
half an hour
  • [PHR] yarım saat
half-baked Dinle! {,hæf'beıkt}
  • [A] yarı pişmiş, acemi, deneyimsiz, aptalca, düşüncesiz, çiğ
half-bred Dinle! {'hæfbred}
  • [A] melez
  • [N] melez
half-breed Dinle! {'hæfbri:d}
  • [A] melez, kırma
  • [N] melezleme
half-brother {'hæf,brʌðər}
  • [N] üvey kardeş
half-cast
  • [N] melez
half-caste Dinle! {'hæfkæst}
  • [N] melez

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
metres in length. length