Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
öldürücü
  • [A] deadly, fatal, mortal, killing, vital, baneful, deathlike, deathly, fateful, fell, homicidal, lethal, murderous, perishing, pestilent, pestilential, virulent
  • [ADV] deathly
öldürücü
1. murderous; mortal, fatal, deadly.
2. oppressive, suffocating.
3. murderer, killer.
öldürücü * murderous; mortal, fatal, deadly. * oppressive, suffocating.
öldürücü deadly
öldürücü fatal

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
bağışıklık sistemini çökerten öldürücü hastalık
  • [ABBR] AIDS
balık öldürücü
  • [A] pisciciding
balık öldürücü madde
  • [N] piscicide
böcek öldürücü
  • [A] insecticidal
böcek öldürücü ilaç
  • [N] insecticide
her iki taraf içinde öldürücü olan
  • [A] internecine
larva öldürücü
  • [N] larvicide
mikrop öldürücü
  • [A] disinfectant, germicidal, germicide
  • [N] disinfectant, disinfector
mikrop öldürücü ilaç
  • [N] germicide
öldürücü darbe
  • [N] killer, death-blow, quietus, coup de grace
öldürücü hastalık
  • [N] killer
öldürücü salgın hastalık
  • [N] pestilence
zaman öldürücü
  • [A] kill-time
insan öldürücü bomba antipersonnel bomb
öldürücü darbe deathblow
öldürücü kaza fatal accident
tarımsal böcek öldürücü agricultural insecticide
bitki öldürücü herbicide
böcek öldürücü insecticide
öldürücü doz lethal dose