 İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| I promise you! |
1. Yemin ederim!/Vallahi doğru!
2. Orası kesin!
3. ... benden söylemesi/sana söyleyeyim: This plan won´t work, I promise you! Bu plan yürümez, benden söylemesi! |
|
|
| İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
| breach of promise to marry |
- [N] evlenme vadini yerine getirmeme, evlenme sözünü tutmama
|
|
| promise faithfully |
- [ADV] kati olarak söz vermek
|
|
| keep smb. to one's promise |
- [V] sözünü tutturmak, söz verdiği şeyi yaptırmak
|
|
| promise |
 {'prɒmıs}
- [N] söz, vâât, umut, umut verici şey
- [V] söz vermek, vâât etmek, temin etmek, umut vermek, umutlu olmak, benzemek {-ceğe}
|
|
| breach of promise |
- [N] sözünü tutmama, sözünden cayma, nişanı bozma
|
|
| break one's promise |
|
|
| keep one's promise |
|
|
| Land of Promise |
- [N] vâdedilmiş topraklar, Filistin, erek, hedef
|
|
| make a promise |
|
|
| show some promise |
- [V] umut vermek, başarılı olacağa benzemek
|
|
| promise oneself smth. |
- [V] umut: umuduna kapılmak, ummak
|
|
| be as good as one´s word/promise |
sözünü tutmak, sözünde durmak, sözünü yerine getirmek. |
|
| break a promise |
sözünde durmamak, sözünden dönmek. |
|
| |
