ingilizce sözlük
İngilizce - Türkçe Sözlük
www.ingilizce-sozluk.net
Online İngilizce - Türkçe Sözlük, İngilizce Sözlük, İngilizce Çeviri
Menü
Türkçe
İngilizce
Anasayfa
Son Aranan Kelimeler
En Çok Aranan Kelimeler
Araçlar
İletişim
Sonuçlar
Türkçe » İngilizce
Yukarı
n.fırsat veren:v.sağla:prep.sağlayarak
enabling
Türkçe » İngilizce
İlişkili Sonuçlar
Yukarı
acı veren
[A]
hurtful, afflictive, agonizing, excruciating
acı veren şey
[N]
wormwood
açık veren (hesap)
[A]
unfavorable, unfavourable
(Brit.)
ahlâk öğütleri veren kimse
[N]
Bible thumper
akıl veren
[A]
advisory
asalet veren
[A]
ennobling
ayinlere çok önem veren kimse
[N]
ritualist
bahşiş veren kimse
[N]
tipper
bilgi veren
[A]
communicant
bilgi veren kimse
[N]
informant, reporter, communicant
bir yere adını veren kimse
[N]
eponym
bol meyve veren ağaç
[N]
bearer: a good bearer
borç veren kimse
[N]
lender
borç veren ülkeden satın alma şartı getiren
[A]
tied
burs veren kuruluş
[N]
grantor
cevaba ipucu veren soru
[N]
leading question
cevap veren
[A]
answering, respondent, responsive, satisfying
çeşitli dallarda eğitim veren teknik üniversite
[N]
polytechnic
çeşitli tonlarda ses veren çanlar
[N]
carillon
dava hakkı veren neden
[N]
cause of action