| not room to swing a cat |
|
|
| swing door |
{,swıŋ'dɔ:r}
|
|
| swing |
{swıŋ}
- [N] sallama, sallanma, salınma, salınım, ritim, tempo, ritm, sving, salıncak, esneklik, hareket alanı, dönme, dönüş, yön değiştirme, sapma
- [V] savurmak, yumruk savurmak, fırlatmak, sallamak, sallandırmak, sarkıtmak, asmak, çark etmek, döndürmek, salınmak, başarmak, becermek, etkileyerek kandırmak, sapmak, dönmek, sallanmak, asılmak, asılarak idam edilmek
|
|
| be in the swing |
|
|
| free swing |
- [N] hareket özgürlüğü, hareket serbestliği
|
|
| give full swing to |
- [V] engellememek, sınırlamamak
|
|
| go with a swing |
- [V] salınarak gitmek, yolunda gitmek, tıkırında olmak
|
|
| in full swing |
- [ADV] tam faaliyette, en civcivli zamanında
|
|
| swing bridge |
{,swıŋ'brıdʒ}
- [N] kanatlı köprü, açılır kapanır köprü
|
|
| swing credit |
|
|
| swing it! |
- [INTRJ] çabuk ol!, defol!, hızlan!, yaylan!
|
|
| swing one's arms |
|
|
| swing open |
- [V] kendiliğinden açılmak {kapı vb.}
|
|
| swing-out |
|
|
| swing seat |
- [N] katlanan koltuk, açılır kapanır koltuk
|
|
| swing shift |
- [N] gece mesaisi, dört ile gece oniki arası mesai
|
|
| swing smth. about |
|
|
| swing the lead |
|
|
| take a swing |
|
|
| be in full swing |
k. dili {bir şey} en hareketli zamanında olmak, hızını almak; yoluna girmek. |
|
|