Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
that's cool!
  • [INTRJ] çok iyi!, çok klas!

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
cool cat
  • [N] rahat kimse
cool Dinle! {ku:l}
  • [A] serin, soğuk, soğukkanlı, klas, harika, küstah, abartısız, tamı tamına, uygun
  • [N] serinlik, serin yer, soğukkanlılık
  • [V] serinletmek, soğutmak, serinlemek, yatışmak
cool! {ku:l}
  • [INTRJ] çok iyi!, mükemmel!, harika!
as cool as cucumber
  • [ID] kıl, antipatik, aşırı soğukkanlı
become cool
  • [V] serinlemek
keep cool
  • [V] sakin olmak
keep cool!
  • [INTRJ] sakin ol!
Today it's cool.
  • [PHR] serin: Bugün hava serin.
cool down
  • [V] soğumak, yatışmak, sakinleşmek, gevşemek
cool-headed {ku:l'hedıd}
  • [A] soğukkanlı, serinkanlı
cool it!
  • [INTRJ] sakin olun!, sakin ol!
cool one's heels
  • [ID] ağaç olmak, bekletilmek
play it cool
  • [V] soğukkanlılıkla davranmak
blow one´s cool k. dili tepesi atmak, kızmak.
cool s.
1. serin: a cool wind serin bir rüzgâr. cool water serin su.
2. insanı serin tutan {giysi}.
3. serinkanlı, soğukkanlı, sakin.
4. soğuk, ilgisiz: He gave me a cool reception. Beni soğuk karşıladı.
5. k. dili harika, çok güzel, çok iyi.

i. serinlik: the cool of the evening akşam serinliği.

f.
1. serinletmek; soğutmak; serinlemek, serinleşmek; soğumak: Cool the liquid in the refrigerator. Sıvıyı buzdolabında soğut. It´s cooled off. Hava serinledi.
2. {öfke, arzu v.b.´ni} söndürmek; {birini} sakinleştirmek, yatıştırmak; {öfke, arzu v.b.} sönmek; {biri} sakinleşmek: That will cool her growing desire. Onun büyüyen arzusunu o söndürür. You need to cool off. Sakinleşmen lazım.
cool s. serin, oldukça soğuk {hava}; serin tutan {elbise}; sakin, kayıtsız, soğukkanlı, kendine hâkim; {ABD}., {k.dili}. hakiki; {argo}. iyi, mükemmel; {güz}., {san}. mavi ve yeşil tonlarının hâkim olduğu. cool-headed

s. serinkanlı, heyecana kapılmayan. coolish

s. serince coolly

z. kayıtsızca, tasalanmaksızın.
cool f. serinletmek, serinlemek, soğutmak, soğumak, teskin etmek, sükunet bulmak. Cool it ! {argo}. Sakin ol ! cool off, cool down sükunet bulmak, öfkesi geçmek. cool one-s heels bekleme odasında uzun süre beklemek.
cool i. serinlik; {argo}. sükünet, soğukkanIılık. He blew his cool. {argo}. Soğukkanlılığını kaybetti.
cool as a cucumber k. dili serinkanlı, soğukkanlı.
cool down
1. serin. soğuk. soğukkanlı. klas. harika. küstah. abartısız. tamı tamına. uygun. serinlik. serin yer. soğukkanlılık. serinletmek. soğutmak. serinlemek. yatışmak.