Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
toss s.t. about/around k. dili {birkaç kişi} bir konuyu tartışıp konuşmak.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
pitch-and-toss
  • [N] yazı tura
toss Dinle! {tɒs, tɔ:s}
  • [N] havaya atma, fırlatma, yazı tura atma, arkaya atma
  • [V] atmak, fırlatmak, yazı tura için atmak, çekmek {kürek}, sallanmak {tekne}, kıpırdanmak
take a toss
  • [V] düşmek {at, bisiklet vb}
toss about
  • [V] sağa sola salınmak, kıpırdanıp durmak, dönüp durmak {yatakta}
toss off
  • [V] yuvarlamak, bir dikişte içmek, mahmuzlamak, bir çırpıda yapmak, yapıvermek
toss one's head
  • [V] başını arkaya atmak
toss up
  • [V] havaya atmak, yazı tura atmak, şansa bırakmak
toss-up Dinle! {'tɒs,ʌp, 'tɔ:s,ʌp}
  • [N] yazı tura, şans işi
win the toss
  • [V] yazı turayı kazanmak
lose the toss yazı turada kaybetmek.
toss f.

i. atmak; havaya fırlatmak; {başı} arkaya doğru silkmek; öteye beriye çarpmak; çalkalamak, çalkandırmak; çalkanmak; bir yandan öbür yana atılmak; silkinmek, sarsılmak; karıştırmak; tartışmak; yazı tura için parayı havaya atmak;

i. fırlatma, atma; atılma; {başı} arkaya silkme; yazı tura için para atma; bahis. tossed salad hafifçe altüst edilmiş salata. toss down içivermek, yuvarlamak. toss off bir yudumda içmek, yuvarlamak; yapıvermek. toss up yazı tura için para atmak; hazırlayıvermek win the toss yazı turada kazanmak. I tossed and turned all night. Bütün gece kıpır kıpır döndüm.
toss f.
1. {yavaşça/rasgele} atmak/fırlatmak/saçmak: He tossed the children peppermints. Çocuklara naneşekeri saçtı.
2. on çabucak ve gelişigüzel giymek, sırtına geçirivermek.
3. bir yandan öbür yana şiddetle sallamak: The waves were really tossing our small rowboat. Dalgalar küçük sandalımızı bir yandan öbür yana bayağı sallıyordu.
4. in {bir yiyeceği} {bir sıvıyla} hafifçe karıştırmak: She tossed the Brussels sprouts in butter. Brüksellahanasını tereyağıyla hafifçe karıştırdı.
5. {bir tepki olarak} {başını} birdenbire arkaya doğru savurmak/{burnunu} kıvırmak: She tossed her head angrily and walked out of the room. Başını öfkeyle arkaya doğru savurup odadan çıktı.
6. {at} {biniciyi} sırtından atmak.
7. off {sanki işten bile değilmiş gibi} {bir şeyi} yaratıvermek.
8. {uzanmışken/uykudayken} bir yandan öbür yana dönmek.
9. k. dili {bir şeyi} çöpe atmak.

i.
1. spor {top, gülle v.b. için} atma, atış: That was a good toss. İyi bir atıştı o.
2. {bir tepki olarak} {başını} birdenbire arkaya doğru savurma.
3. {yazı tura} atma, {yazı turada} atış: He won the first toss. İlk atışta o kazandı.
toss a coin yazı tura atmak.
toss a salad salatanın malzemelerini hafifçe karıştırmak.
toss and turn {uzanmışken/uykudayken} bir yandan öbür yana dönmek.
toss for yazı tura atarak {bir şeyi} karara bağlamak.
toss one´s hat into the ring adaylığını ilan etmek.
toss s.o. for s.t. bir şeyi kazanmak için biriyle yazı tura atmak.
toss s.o. out k. dili
1. birini dışarı atmak, birini kapı dışarı etmek.
2. birini işten atmak/çıkarmak.
toss s.t. in k. dili bir fikri ortaya atmak.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
düşmek (at (toss: take a toss) V v.