büyü |
- [N] spell, charm, sorcery, glamor, witchery, magic, art: the black art, enchantment, fascination, glamour (Brit.), hex, hoodoo, incantation, medicine, romance, sortilege, voodoo, witchcraft
|
|
büyü gibi |
|
|
büyü (Hint) |
|
|
büyümüş |
- [A] grown, full-grown, swelled, adult
|
|
büyümüş de küçülmüş |
|
|
büyümüş şey |
|
|
büyü yapmak |
- [V] sorcery: practise sorcery, bewitch, witch, glamorize, hex, hoodoo, jinx, jinx: put a jinx on, voodoo
|
|
büyü yapmaya uygun |
|
|
çok büyümüş |
|
|
içe doğru büyümüş |
|
|
iyi büyü |
|
|
kara büyü |
- [N] black art, magic: black magic
|
|
ortadan kaldırmak (büyü ile) |
|
|
büyü |
magic, spell, incantation, sorcery, charm.
büyü bozmak to break a spell.
büyü yapmak /a/ to cast a spell {on}. |
|
büyü |
* magic, spell, incantation, sorcery, charm. |
|
büyü bozmak |
* to break a spell. |
|
büyü yapmak |
* to cast a spell {on}. |
|
büyümüş de küçülmüş |
* {a child} who is very wise and mature for his age. |
|
büyü |
bewitchery |
|
büyü |
bewitchment |
|
|