Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
bolt Dinle! {bəʋlt}
  • [N] cıvata, sürgü, kısa ok, yıldırım, fırlama, kaçış, kilit dili, kaçınma, top {kumaş vb.}
  • [V] sürgülemek, tıkınmak, çiğnemeden yutmak, fırlamak, kaçmak, tüymek, çekilmek {partiden}, elemek, süzmek, tülbentten geçirmek
bolt f. elemek, elek veya tulbentten geçirmek, süzmek; eler gibi dikkatle gözden geçirmek.
bolt i.

f.

z. sürgü, kol demiri; kilit dili; cıvata; fırlama, kaçış; top {kumaş ,duvar kağıdı}; yıldırım; kısa kalın ok; kitabın kesilmemiş kenarları ve sayfaları;

f. süngülemek; fırlamak; düşünmeden söylemek, ağzından kaçırmak; çiğnemeden yutmak, alelacele yemek; top veya rulo haline koymak {kumaş , duvar kağıdı}; ansızın yerinden fırlamak; A.B.D., pol. {partisinden} çekilmek; {partisine} destek olmaktan kaçınmak;

z. ansızın, birdenbire. bolt chisel çapraz keskiç bolt cutter mandal kesecek alet. bolt from the blue hiç umulmadık iş, tam sürpriz, tepeden inme. bolt knife sayfaları kesmek için kullanılan mucellit bıçağı. bolt upright dimdik. ring bolt den. halkalı mapa. shoot ones bolt elinden geleni yapmak, son imkanını kullanmak.
bolt i.
1. sürgü, kol demiri.
2. kilit dili.
3. cıvata.
4. fırlama, kaçış.

f.
1. sürgülemek.
2. fırlamak; fırlayıp kaçmak: When the pickpocket saw the policeman he bolted into the crowd. Yankesici polisi görünce yıldırım gibi fırlayıp kalabalığa karıştı.
3. çiğnemeden yutmak.
bolt bolt bolt İsim * sürgü, kol demiri. * kilit dili. * cıvata. * fırlama, kaçış. Fiil * sürgülemek. * fırlamak; fırlayıp kaçmak: When the pickpocket saw the policeman he bolted into the crowd. Yankesici polisi görünce yıldırım gibi fırlayıp kalabalığa karıştı. * çiğnemeden yutmak.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
Can you lend me a bolt?
  • [PHR] cıvata: Cıvata ödünç verir misiniz?
make a bolt for it
  • [V] kaçmak, tüymek
shoot one's bolt
  • [V] son bir gayret göstermek, son gayretini kullanmak
bolt nut
  • [N] somun
pin bolt
  • [N] cıvata
pivot bolt
  • [N] mihver mili
rag bolt {'rægbəʋlt}
  • [N] kancalı bulon
ring bolt {'rıŋbɒlt}
  • [N] halkalı civata
screw bolt
  • [V] vidalı civata
bolt upright
  • [A] dimdik
  • [ADV] dimdik
adjusting bolt ayar cıvatası
adjusting lock bolt kontralı ayar cıvatası
anchor bolt tespit cıvatası
anchorage bolt bağlama cıvatası
anchorage bolt bush bağlama cıvatası duyu
anchorage bolt nut bağlama cıvatası somunu
bolt of lightning yıldırım.
bolt upright dimdik.
like a bolt out of the blue k. dili beklenmedik bir şekilde, birdenbire.
make a bolt for fırlayıp {bir yere} doğru koşmak.