reach |
{ri:tʃ}
- [N] uzanma, erişme, erim, menzil, ulaşılabilecek uzaklık, kavrayış, kavrama gücü, alan
- [V] uzatmak, uzanmak, bulmak, yetişmek, iletişim sağlamak, ulaşmak, varmak, çarpmak, geçirmek {yumruk}, idrak etmek, uzanıp vermek, vermek, etkilemek, isabet ettirmek, erişmek
|
|
reach |
{f.} uzatmak; elini uzatıp almak veya alarak vermek; uzanmak, erişmek; yetişmek, varmak, ulaşmak, vâsıl olmak; gelmek; {den.} rüzgâr yönünde seyretmek. reach ahead ileriye uzanmak. reach down elini aşağıya uzatmak. reach for almak üzere uzanmak. |
|
|