Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
gözlük
  • [N] glasses, eyeglasses, eyeglasses: a pair of eyeglasses, goggles, spectacles, specs, spectacles: a pair of spectacles
gözlük
1. glasses, spectacles, eyeglasses; goggles.
2. blinders, blinkers {for a horse}.
3. beekeeper´s mask.

__ camı spectacle lens.

__ çerçevesi frames for glasses.

__ kılıfı glasses case.

__ takmak
1. to wear glasses.
2. colloq. to take a closer look, get some glasses.
gözlük * glasses, spectacles, eyeglasses; goggles. * blinders, blinkers {for a horse}. * beekeeper's mask.
gözlük eyeglass
gözlük eyeglasses

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
bifokal camlı gözlük
  • [N] bifocals
çift odaklı gözlük camı
  • [N] bifocal
Daha güçlü bir gözlük denemek istiyorum.
  • [PHR] try: I would like to try some stronger glasses.
gözlük camı
  • [N] lens, spectacle glass, eyeglass, glass
gözlük kullanmak
  • [V] glasses: wear glasses
gözlük sapı
  • [N] earpiece
gözlük takmak
  • [V] glasses: wear glasses
kelebek gözlük
  • [N] pince nez
kıskaç gözlük
  • [N] pince nez
koruyucu gözlük
  • [N] protective goggles, goggles
kulaklıklı gözlük
  • [N] hearing spectacles
tek gözlük
  • [N] monocle, eyeglass
yuvarlak tel gözlük
  • [N] grannie glasses, granny glasses
Bu gözlük benim için çok zayıf.
  • [PHR] weak: These glasses are too weak for me.
gözlük camı * spectacle lens.
gözlük çerçevesi * frames for glasses.
gözlük kılıfı * glasses case.
gözlük takmak * to wear glasses. konuşma dili * to take a closer look, get some glasses.
kelebek gözlük * pince-nez.
kıskaç gözlük * pince-nez.