Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
küçük
  • [A] small, little, minor, mini, petty, petite, slight, younger, young, baby, junior, bantam, fiddling, healthy: not healthy, inconsiderable, minuscule, niggardly, one-horse, paltry, peanut, piddling, poky, remote, snug, tiddly, trifling, trivial, undersized
  • [N] child, infant, young, minor, kid
  • [PREF] mini-, micro-, infra-, nano-
küçük
1. little, small.
2. young, little.
3. petty, small, small-minded.
4. petty, minor, low-ranking.
5. miniature, small-scale.
6. petite, dainty. K

__! Hey little one! {said to a child}.

__ aptes
1. the need to urinate.
2. urination. K

__ Asya Asia Minor.

__ ay February.

__ten beri ever since childhood.

__ burjuva petit bourgeois.

__ burjuvazi petite bourgeoisie.

__ dağları ben yarattım demek to be very conceited, be very full of oneself.

__ deli, büyük deli, beşikteki başını sallar. colloq. There´s not a one of them that´s sane.

__ düşmek to lose face, be humiliated; to humiliate oneself.

__ düşürmek /ı/ to humiliate {someone}.

__ gelmek to be too small, not to fit.

__ gezegen astr. asteroid, planetoid.

__ görmek /ı/ to regard {someone, something} as inferior, not to think much of.

__ göstermek/görünmek to look younger than one is.

__ harf minuscule.

__ köyün büyük ağası colloq. He really thinks he is something, but he´s only a big fish in a very little pond!

__ kurna slang the vice-chairman {of a school discipline committee}.

__ mevlit ayı Rabi ll {lunar month}.

__ oynamak {for a gambler} to play for small stakes.

__ önerme log. minor premise.

__ parmak little finger or toe.

__ su dökmek to urinate.

__ terim log. minor term.
küçük * little, small. * young, little. * petty, small, small-minded. * petty, minor, low-ranking. * miniature, small-scale. * petite, dainty.
küçük small
küçük diminutive

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
ağaçlıklı küçük dere
  • [N] dingle
aşağılık küçük avukat
  • [N] pettifogger
küçük at
  • [N] pony, palfrey
atların ve bakıcının kaldığı küçük bina
  • [N] remise
av hayvanı (küçük)
  • [N] ground game
küçük balık
  • [N] fingerling, tiddler
bayrak (küçük)
  • [N] pennant
beysbolun küçük sahada oynananı
  • [N] softball
küçük biblo
  • [N] kickshaw, knick-knack, nick-nack
Küçük biblolarınız var mı?
  • [PHR] trinket: Do you have any trinkets?
bölünemeyecek kadar küçük değer
  • [N] infinitesimal
buldok benzeri küçük köpek
  • [N] pug-dog, pug
buzul (küçük)
  • [N] growler
Amerikaya özgü küçük ceviz
  • [N] pignut
küçük Hindistan cevizi
  • [N] nutmeg
küçük çiftlik
  • [N] small holding, croft
çok küçük yapılmış
  • [A] miniature: in miniature
daha küçük
  • [A] smaller, lesser, less
daha küçük şey
  • [N] less
değer biçilemeyecek kadar küçük
  • [A] inappreciable