Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
kirk Dinle! {kɜ:rk}
  • [N] kilise (İsk.)
kirk i. İskoç., ing., leh. kilise. the Kirk İskoçya kilisesi. Kirkman

i. İskoçya kilise papazı veya üyesi. kirkyard

i. kilise avlusu veya mezarlık.
kirk {İskoç.}, ing., {leh.} kilise. the Kirk İskoçya ki
kirk kilise
Kirk kilise (İsk.) i.

Türkçe » İngilizce Yukarı
kırk
  • [NUM] forty
kırk ,-kı
1. forty.
2. very many; far too many.

__ anahtar sahibi/

__ anahtarlı man of property; very rich person.

__ bir buçuk maşallah!/

__ bir kere maşallah! colloq. May no harm befall him/her/it!

__ı çıkmak /ın/ for forty days to have passed {after a woman has given birth/after a baby has been born/after someone has died}.

__/bin dereden su getirmek to find all kinds of excuses.

__ evin kedisi person who is always in and out of other people´s houses.

__ ikindi afternoon rains {which continue about forty days in certain regions of Anatolia}.

__ kapının ipini çekmek to go to or apply to many places.

__ları karışmak to be born with-in the same forty-day period.

__ından sonra azanı teneşir paklar./

__ından sonra azana çare bulunmaz. proverb If a middle-aged man starts acting like a randy young buck, it won´t be long until he kicks the bucket.

__ından sonra azmak to start behaving like a randy young buck after one has reached middle age.

__ından sonra saz çalmak to take up something rather late in life.

__/her tarakta bezi olmak to have one´s finger in many pies; to be involved in many different things.

__ yılın başı/başında/

__ yılda bir very seldom, once in a blue moon.

__ yıllık Kâni, olur mu Yani? proverb Can a leopard change its spots?
kırk kırk[ı] * forty. * very many; far too many.
kırk forty
kırk fourty

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
kılı kırk yaran
  • [A] hairsplitting, meticulous, choosy, captious, finical, finicking, finicky, pettifogging, prissy, quibbling, wiredrawn
kılı kırk yaran kimse
  • [N] hairsplitter
kılı kırk yaran memur
  • [N] jack-in-office
kılı kırk yarma
  • [N] hairsplitting, queasiness, subtility
kılı kırk yarmak
  • [ID] hair: split hairs, comb: go over smth. with a fine comb, gnat: strain a gnat
  • [V] niggle, quibble, refine, split, wiredraw
kırk beşlik plâk
  • [N] single
kırk haramiler
  • [N] forty: the forty thieves
kırk sekiz puntoluk harf
  • [N] canon
kırk yaşındaki
  • [A] quadragenarian
kırk yaşındaki kimse
  • [N] quadragenarian
kırk yaşlarında
  • [A] quadragenarian
  • [N] forty: forties
kırk yıl
  • [ID] Sunday: a month of Sundays
kırk yılda bir
  • [ADV] lifetime: once in a lifetime, far: few and far, far between, moon: once in a blue moon
kırk yıllık yani olur mu kâni
  • [ID] leopard: can the leopard change its spots?
üç günlük seyisliği var, kırk yıllık at boku eşeler colloq. He´s only been here a short while, yet he´s already poking his nose into matters that are over his head.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı atasözü * One should remember even small kindnesses.
kılı kırk yaran * overly meticulous.
kılı kırk yarmak * to split hairs.
Kırk bir buçuk maşallah! Kırk bir buçuk maşallah!/Kırk bir kere maşallah! konuşma dili * May no harm befall him/her/it!
Kırk bir kere maşallah! Kırk bir buçuk maşallah!/Kırk bir kere maşallah! konuşma dili * May no harm befall him/her/it!