Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
large-hearted {,lɑ:rdʒ'hɑ:rtıd}
  • [A] iyi kâlpli, halden anlayan

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
big-hearted {,bıg'hɑ:rtıd}
  • [A] eli açık, iyi kâlpli, iyiliksever, cömert, yüce gönüllü, iyi yürekli
I want large bills, please.
  • [PHR] rica: Büyük para rica ediyorum lütfen.
black-hearted {'blæk,hɑ:rtıd}
  • [A] kötü kalpli
broken-hearted {,brəʋkən'hɑ:rtıd}
  • [A] kederli
chicken-hearted {'tʃıkən,hɑ:rtıd}
  • [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
false-hearted {fɔ:ls'hɑ:rtıd}
  • [A] hain, sadakâtsiz
good-hearted Dinle! {,gʋd'hɑ:rtıd}
  • [A] iyi kâlpli
great-hearted {,greıt'hɑ:rtıd}
  • [A] yüce, iyi kâlpli, cesur, yürekli
hard-hearted Dinle! {,hɑ:rd'hɑ:rtıd}
  • [A] katı yürekli, taş kalpli, duyarsız, duygusuz, vicdansız, acımasız
-hearted
  • [SUFF] kalpli, yürekli
heavy-hearted {,hevı'hɑ:rtıd}
  • [A] kederli, üzgün, umutsuz, karamsar
hen-hearted {,hen'hɑ:rtıd}
  • [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
hollow-hearted {'hɒləʋ,hɑ:rtıd}
  • [A] samimiyetsiz, içten olmayan, yürekten olmayan
large intestine
  • [N] kalın bağırsak
kind-hearted {,kaınd'hɑ:rtıd}
  • [A] iyi yürekli, iyi kâlpli
large Dinle! {lɑ:rdʒ}
  • [A] geniş, büyük, iri
as large as life
  • [A] gerçek boyutta, sapasağlam
at large
  • [ADV] serbest, özgür, etraflıca, ayrıntılı olarak, genel olarak, genellikle, tamamen, bütünüyle
by and large
  • [ADV] genellikle, genel olarak
extra large {,ekstrə'lɑ:rdʒ}
  • [A] büyük: çok büyük

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
good-hearted
1. generously responsive; "good-hearted but inept efforts to help"; "take a kindly interest"; "a kindly gentleman"; "an openhearted gift to charity".