İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
round-the-clock |
{,raʋndðə'klɒk}
- [A] tüm gün boyunca, gün boyunca, tam gün devam eden, gece ve gündüz, gün boyu süren
|
|
round-the-clock |
s. gece gündüz, devamlı. |
|
round-the-clock |
s. gece gündüz yapılan. |
|
round-the-clock |
s. gece gündüz, devamlı. |
|
round-the-clock |
s. gece gündüz yapılan. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
alarm clock |
{ə'lɑ:rm,klɒk}
|
|
all round |
- [ADV] her yönden, her bakımdan, her şeyi hesaba katarak
|
|
all-round |
{,ɔ:l'raʋnd}
- [A] çok yönlü, yetenekli: çok yetenekli
|
|
round after round of applause |
|
|
around-the-clock |
{ə'raʋndðə,klɒk}
- [A] tam gün devam eden, gün boyunca, gün boyu süren, gece ve gündüz
|
|
Room service is available round the clock. |
- [PHR] varmak: Oda servisi saat başı vardır.
|
|
drive smb. round the bend |
- [ID] deli etmek, çılgına çevirmek
|
|
bring round |
- [V] kendine getirmek, ayıltmak, ikna etmek, getirmek {konuyu}, döndürüp dolaştırıp aynı konuya getirmek
|
|
chop round |
- [V] yön değiştirmek, değişmek, dönmek
|
|
clock |
{klɒk}
- [N] saat, kronometre, taksimetre, çorabın iki yanındaki ajur
- [V] saat tutmak, ölçmek, ulaştırmak
|
|
Can you repair this clock? |
- [PHR] saat: Bu saati tamir edebilir misiniz?
|
|
grandfather clock |
- [N] saat: sarkaçlı dolap saati
|
|
grandfather's clock |
- [N] saat: sarkaçlı dolap saati
|
|
I'd like a clock. |
- [PHR] saat: Saat istiyorum.
|
|
like clock |
|
|
longcase clock |
- [N] saat: sarkaçlı dolap saati
|
|
put the clock back |
- [V] eskiye dönüş yapmak, saat: saati geriye almak
|
|
round the clock |
{,raʋndðə'klɒk}
|
|
clock-face |
{'klɒkfeıs}
|
|
clock in |
- [V] kart basmak, kartını basmak, geliş zamanını yazmak
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|