plump |
{plʌmp}
- [A] dolgun, etli, tıknaz, tombul, etine dolgun, patavatsız, dobra, açık sözlü
- [ADV] pat diye, küt diye, birden, patavatsızca, açıkça
- [N] patırtı, gümbürtü, düşme sesi
- [V] tombullaşmak, şişmanlatmak, semirtmek, küt diye düşmek, pat diye oturmak, küt diye bırakmak, pat diye söylemek
|
|
grow plump |
|
|
plump for |
- [V] seçmek, oy vermek, ağır basmak, tek adaya oy vermek
|
|
plump out |
- [V] tombullaşmak, şişmanlatmak, semirtmek
|
|
plump |
s.
f. dolgun, tombul, tıknaz, şişmanca;{ informal} balık etinde;
f. şişmanlatmak, şişmanlamak. plumpness
i. dolgunluk, tombulluk. |
|
plump |
f.
i.
z. pat diye oturmak; birdenbire düşürmek; birdenbire ortaya atmak {laf}; her bakımdan yardım etmek;
i. bir denbire düşüş veya dalış; düşme sesi; z . birdenbire düşerek; açıkça, kabaca; baş aşagı. |
|
plump |
s. dolgun, tombul; balıketi, balıketinde. |
|
plump |
f. 1. down oturuvermek. 2. in girivermek. 3. out çıkıvermek. 4. for -i desteklemek. 5. for İng. -e karar vermek, -i seçmek. 6. {up} {yastık v.b.´ni} vurarak kabartmak. |
|
plump down on one´s knees |
dizlerinin üzerine çöküvermek. |
|
plump o.s. down on |
{bir yere} lop diye oturmak. |
|
plump s.o. into |
birini pat diye -e oturtuvermek. |
|
plump s.t. down on |
bir şeyi pat diye -in üzerine koyuvermek. |
|
plump |
plump
pl^mp
Sıfat
* dolgun, tombul; balıketi, balıketinde. |
|
plump |
plump
pl^mp
Fiil
* [down] oturuvermek.
* [in] girivermek.
* [out] çıkıvermek.
* [for] -i desteklemek.
* [{up}] {yastık v.b.'ni} vurarak kabartmak. |
|
plump down on one's knees |
* dizlerinin üzerine çöküvermek. |
|
plump oneself down on |
* {bir yere} lop diye oturmak. |
|
plump someone into |
* birini pat diye -e oturtuvermek. |
|
plump something down on |
* bir şeyi pat diye -in üzerine koyuvermek. |
|
plump |
dolgun, tombul, tıknaz, şişmanca;{ informal} balık |
|
plump |
"pat" diye oturmak; birdenbire düşürmek; birdenbir |
|