Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
that cat won't jump!
  • [INTRJ] bu iş olmaz!, olmaz!

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
jump bail
  • [V] kefalet hakkını kötüye kullanıp kaçmak
wait for the cat to jump
  • [ID] olayların gelişimine göre hareket etmek
jump the gun
  • [ID] erken çıkmak, izin almadan başlamak, hatalı çıkış yapmak, işaret verilmeden başlamak
high jump
  • [N] yüksek atlama
jump Dinle! {dʒʌmp}
  • [N] atlama, sıçrama, zıplama, hoplama, fırlama, artış, geri tepme, boşalma sayısı
  • [V] atlamak, sıçramak, hoplamak, zıplamak, fırlamak, atlatmak, sıçratmak, ürkmek, zonklamak, eğlenceli olmak, sevişmek
jump Dinle! {dʒʌmp}
  • [V] ilişkiye girmek
sl.
jump at
  • [V] üzerine atlamak, can atmak, çatmak
jump from one subject to onother
  • [N] daldan dala konma
jump on
  • [V] saldırmak, çatmak, çıkışmak
long jump {'lɔ:ŋdʒʌmp}
  • [N] uzun atlama
jump out of the frying pan into the fire
  • [ID] yağmur: yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
pole jump {'pəʋl,dʒʌmp}
  • [N] sırıkla atlama, yüksek atlama
pole-jump {'pəʋl,dʒʌmp}
  • [V] sırıkla atlamak, yüksek atlama yapmak
jump the queue
  • [V] öne geçmek, sırayı bozarak öne geçmek, uyanıklık yapmak
ski-jump {'ski:,dʒʌmp}
  • [N] kayakla atlama, atlama pisti
triple jump
  • [N] üç adım atlama
be one jump ahead k. dili
1. {of} {-den} önce davranarak avantajlı durumda olmak.
2. of -den iki adım ileride olmak.
broad jump uzun atlama.
broad jump spor uzun atlama.
conditional jump koşullu atlama