İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
Nick |
{nık}
|
|
nick |
{nık}
- [N] çentik, hapishane, yüksek sayı atma, gedik, karakol
- [V] çentmek, kesmek, doğru tahmin etmek, isabet ettirmek, kazıklamak, dolandırmak, çalmak, yürütmek, enselemek, tutuklamak, gafil avlamak
|
|
nick |
i. diş, çentik, kertik; işaret edilmiş yer. in the nick of time tam zamanında. old Nick Şeytan. nh |
|
nick |
f. çentmek, kertik yapmak; kesmek, kırpmak; tam zamanında isabet ettirmek; İng., {argo} yakalamak; çalmak. nick {some one} for A.B.D., {argo} koparmak. |
|
nick |
i. diş, çentik, kertik.
f. 1. çentmek, kertik yapmak. 2. İng., k. dili çalmak, yürütmek. 3. İng., argo tutuklamak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
in good nick |
- [ADV] iyi durumda, sağlıklı
|
|
in the nick of time |
- [ADV] son anda, tam zamanında, ucu ucuna
|
|
nick-nack |
{'nık,næk}
- [N] önemsiz şey, ıvır zıvır, biblo: ufak biblo, biblo, çerez, biblo: küçük biblo
|
|
nick oneself |
- [V] traş olurken yüzünü kesmek, kesmek {biryerini}
|
|
nick out |
|
|
Old Nick |
|
|
in the nick of time |
tam zamanında {Gecikmeye hiç yer olmayan durumlar için kullanılır.}: Reinforcements arrived in the nick of time. Takviyeler tam zamanında vardı. |
|
in the nick of time |
tam zamanında. |
|
the nick |
İng., k. dili hapishane, kodes, delik. |
|
in the nick of time |
* tam zamanında ({Gecikmeye hiç yer olmayan durumlar için kullanılır.}.) |
|
old nick |
şeytan |
|
in good nick |
iyi durumda, sağlıklı |
zf. |
in the nick of time |
son anda, tam zamanında, ucu ucuna |
|
nick nack |
önemsiz şey, ıvır zıvır, ufak biblo, biblo, çerez, küçük biblo |
|
nick oneself |
traş olurken yüzünü kesmek, kesmek {biryerini} |
f. |
nick out |
kesip çıkarmak |
f. |
old nick |
şeytan, iblis |
|
|
|