| pen |
{pen}
- [N] kuğu {dişi}, kafes, kodes, ağıl, kümes, kalem: tükenmez kalem, dolmakalem, hapishane, kalem, mürekkepli kalem, yazı üslubu
- [V] kaleme almak, yazmak, kâğıda dökmek, ağıla kapamak, hapsetmek
|
|
| pen |
i.
f. {-ned, -ning} mürekkepli kalem, yazı kalemi; tüy kalem; yazıda üslup; yazar, muharrir; yazı yazma sanatı edebiyat; {kuşlarda} kanat veya kuyruk tüyü; dişi kuğu;
f. mürekkepli kalemle yazmak; yazıya geçirmek, kâğıda dökmek. pen and ink
i.
s. kalem ve mürekkep;
s. mürekkepli kalemle yazılmış veya çizilmiş penholder
i. kalem sapı; kalem koyacağı. pen name takma ad, müstear isim. pen point kalem ucu. pen portrait yazı ile tarif. fountain pen dolmakalem, stilo. |
|
| pen |
i.
f. {pent veya penned, -ning} ağıl, kümes ve kafes gibi evcil hayvanların barındırıldığı yer; {argo} tevkifhane; ask. denizaltıların tamirine mahsus dok;
f. kapatmak, hapsetmek; ağıla koymak. |
|
| pen |
i. 1. {çevresi çit veya tel örgüyle çevrili, üstü açık} ağıl. 2. k. dili cezaevi.
f. {
penned/pent,
penning} |
|
| pen |
i. {kurşunkalem dışında herhangi bir} kalem; dolmakalem; tükenmezkalem; tüy kalem.
f. {
penned,
penning} kalemi ele alıp yazmak; yazmak. |
|
|