Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
admit Dinle! {əd'mıt}
  • [V] kabul etmek, itiraf etmek, almak, içeri almak, meydan vermek
admit f. {

__ted,

__ting}
1. içeri almak, almak; kabul etmek: They won´t admit you. Seni içeri sokmazlar.
2. itiraf etmek.
admit kabul etmek, teslim etmek ; içeriye bırakmak, girmesine müsaade etmek: izin vermek, müsaade etmek admit of imkân vermek admittance

i. içeriye kabul; girme müsaadesi , giriş hakkı. No admittance. Girilmez.
admit içeri al
admit ad.mit ädmît' Fiil (D) admitted, admitting * içeri almak, almak; kabul etmek: They won't admit you. Seni içeri sokmazlar. * itiraf etmek.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
no admit
  • [PHR] girilmez
no admit except on business
  • [PHR] işi olmayan giremez
admit a claim
  • [V] iddiayı kabul etmek
admit bearer
  • [V] giriş izni olanı almak, giriş kartı olanı almak
admit of
  • [V] olanak vermek, meydan vermek
admit of doubt
  • [V] kuşkuya meydan vermek
admit of no excuse
  • [V] hoşgörülemez olmak, affedilemez olmak
admit smb. into one's confidence
  • [V] sırrını söylemek, açılmak
admit to the bar
  • [V] baroya almak
admit to bail
  • [V] kefaletle serbest bırakmak
admit of imkân vermek.
admit of * imkân vermek.
admit defeat mağlubiyeti kabul et
admit a claim iddiayı kabul etmek f.
admit bearer giriş izni olanı almak, giriş kartı olanı almak f.
admit of olanak vermek, meydan vermek f.
admit of doubt kuşkuya meydan vermek f.
admit of no excuse hoşgörülemez olmak, affedilemez olmak f.
admit smb. into one's confidence sırrını söylemek, açılmak f.
admit to bail kefaletle serbest bırakmak