| bend |
{bend}
- [N] bükme, kıvırma, kıvrım, dönemeç, viraj, dirsek
- [V] kıvırmak, bükmek, esnetmek, katlamak, çökmek {diz}, bağlamak {yelken}, eğmek, işi e geldiği gibi değiştirmek, oynama yapmak, yönelmek, kıvrılmak, eğilmek, bükülmek, boyun eğmek
|
|
| bend |
i. kıvtılma, kıvrılış, kıvrım; dirsek; kavis; inhina; dönemeç, viraj; den. bağ, düğüm. |
|
| bend |
f. kıvlrmak, bükmek, eğmek; yola getirmek {birisini}, razı etmek; den. bağlamak; kıvrılmak, bükülmek, edilmek; kuvvetini bir tarafa yöneltmek bend to veya towards aklı yatmak {bir şeye}.on bended knee yalvararak, diz çökmüş durumda. bendable
s. eğilir, eğrilir, bükülür. |
|
| bend |
v.bük:n.büküm |
|
| bend |
bend
bend
Fiil (D) bent/(eski) bended
* eğmek, bükmek, kıvırmak; eğilmek, bükülmek, kıvrılmak.
Denizcilikle ilgili
* bağlamak.
İsim
* kıvrım.
* dirsek.
* dönemeç, viraj.
Denizcilikle ilgili
* bağ, düğüm. |
|
|