Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
boot Dinle! {bu:t}
  • [N] bot, çizme, ayakkabı: otel ayakkabı boyacısı, bagaj (aut.), koruyucu tabaka
  • [V] tekmelemek, tepmek, kovmak, tekme atmak
boot i. çizme, potin; ing. bot; ayak ve bacağı sıkıştıran çizme benzeri işkence aleti; ing. arabanın bagajı; koruyucu tabaka; A.B.D. acemi deniz eri; tekme; {argo} azletme, işten çıkartma. get the boot azlolunmak, colloq. kapı dışarı edilmek. boottree çizme kalıbı. Bet your boots Emin olun. grow too big for ones boots mağrur olmak, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek. lick the boot of çanak yalamak, dalkavukluk etmek. The boot is on the other foot Durum değişti Eski çamlar bardak oldu. wipe ones boots on hakaret eder şekilde muamele etmek; tepeleyip geçmek.
boot f.

i. {eski} veya {şiir} fayda etmek; yararlı olmak, işe yaramak;

i. {eski} fayda; çare. What boots it? Faydası ne? Neye yarar?. to boot ilaveten, fazla olarak.
boot f. çizme giydirmek; çizme şeklindeki aletle işkence yapmak; {argo} tekmelemek, tekme ile uzaklaştırmak; futbolda tekme atmak; {argo} işten çıkarmak, kovmak.
boot i. çizme; bot.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
the boot is on the other leg
  • [ID] durum değişti, eski çamlar bardak oldu
to boot
  • [ADV] üstelik, ayrıca, bir de
top boot {'tɒpbu:t}
  • [N] çizme
Bad extended boot record Bozuk ek önyükleme kaydı
Boot device Önyükleme aygıtı
boot disk önyükleme diski sistem yükleme diski
boot process önyükleme işlemi
boot sector önyükleme sektörü
boot sector önyükleme sektörü
Boot sector Önyükleme kesimi
boot virus önyükleme virüsü
boot virus önyükleme virüsü
boot, to önyüklemek
boot-sector infector önyükleme virüsü
boot-sector infector önyükleme virüsü
get the boot argo sepetlenmek, kapı dışarı edilmek, kıçına tekmeyi yemek, işten çıkarılmak.
give s.o. the boot argo birini sepetlemek, birini kapı dışarı etmek, birinin kıçına tekmeyi atmak, birini işten çıkarmak.
ski boot kayak ayakkabısı.
The boot is on the other foot. k. dili Durum tam tersine döndü.
to boot bir de, hem de: I´ll give you a pony, and a billion liras to boot. Sana bir midilli, üstüne de bir milyar lira vereceğim. She´s bad-tempered, and ugly to boot. Kendisi huysuz, bir de çirkin.