| bore |
{bɔ:r}
- [N] sıkıcı şey, sonda, sıkıntı, dert, belâ, sıkıcı tip, delik, oyuk, kuyu, kalibre, çap {mermi}, yüksek dalga
- [V] daraltmak, delmek, delik açmak, oymak, kabak tadı vermek, sondaj yapmak, sıkmak, can sıkmak, bunaltmak, kafa uzatmak {at}
|
|
| bore |
f. canını sıkmak, başını ağrıtmak.
i. can sıkıcı kimse. |
|
| bore |
f. bak. bear 2. |
|
| bore |
f. delmek, oymak.
i. kalibre, çap. |
|
| bore |
i. kabarma sonucu oluşan yüksek tepeli dalga. |
|
|