Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
concern Dinle! {kən'sɜ:rn}
  • [N] ilgi, alâka, şirket, umur, kuruluş, irtibat, bağlantı, pay, endişe, tasa, iş, merak, şey
  • [V] ait olmak, ilgilendirmek, ilişkisi olmak, karışmak, etkilemek, kaygılandırmak, endişelendirmek
concern i.
1. {birini} ilgilendiren şey: It´s one of our major concerns. Bizi en çok ilgilendiren şeylerden biri.
2. ilgi: I understand the reason for your concern. Duyduğunuz ilginin sebebini anlıyorum.
3. endişe, kaygı: That is not a cause for concern. Kaygılanılması gereken bir şey değil o.
4. firma.

f.
1. ilgili olmak; ilgilendirmek; etkilemek: The article concerns the future. Makale gelecekle ilgili. This doesn´t concern you. Bu seni ilgilendirmez.
2. kaygılandırmak.
concern i.

f. ilgi, alâka; iş; endişe, tasa, kaygı, merak; şirket, ticarethane; {k}.dili şey:

f. alâkadar etmek; ucu dokunmak; tesir etmek; ait olmak, ilgilendirmek, ilişiği olmak. concern oneself with karışmak, müdahale etmek.He is meddling in my concerns. Benim işime karışıyor. It is no concern of mine. Beni ilgilendirmez. with deep concern derin endişe ile.
concern con.cern kınsırn' İsim * {birini} ilgilendiren şey: It's one of our major concerns. Bizi en çok ilgilendiren şeylerden biri. * ilgi: I understand the reason for your concern. Duyduğunuz ilginin sebebini anlıyorum. * endişe, kaygı: That is not a cause for concern. Kaygılanılması gereken bir şey değil o. * firma. Fiil * ilgili olmak; ilgilendirmek; etkilemek: The article concerns the future. Makale gelecekle ilgili. This doesn't concern you. Bu seni ilgilendirmez. * kaygılandırmak.
concern ilgi, alâka; iş; endişe, tasa, kaygı, merak; şirke

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
have no concern with
  • [V] ilgisi olmamak, karışmamak
It does not concern me!
  • [INTRJ] Beni ilgilendirmez!
That is no concern of mine!
  • [INTRJ] Beni ilgilendirmez!
to whom it may concern
  • [PHR] ilgiliye, ilgili makama
concern oneself
  • [V] meşgul olmak, karışmak, bakmak, ilgilenmek
primary concern
  • [N] temel sorun
concern o.s. with ile meşgul olmak, ile ilgilenmek.
concern with
1. ilgi. alâka. şirket. kuruluş. irtibat. bağlantı. pay. endişe. tasa. iş. merak. şey. ilgilendirmek. ilişkisi olmak. karışmak. etkilemek. kaygılandırmak. endişelendirmek.
going concern kâr eden ticari kuruluş.
to whom it may concern
1. -e doğru. -e. -ye. -ya. -e doğru. göre. karşı.
concern oneself with * ile meşgul olmak, ile ilgilenmek.
going concern * kâr eden ticari kuruluş.
concern about ilgilen
self concern kaygı
concern oneself meşgul olmak, karışmak, bakmak, ilgilenmek f.
have no concern with ilgisi olmamak, karışmamak f.
it does not concern me beni ilgilendirmez ünl.
primary concern temel sorun i.
that is no concern of mine beni ilgilendirmez ünl.
to whom it may concern ilgiliye, ilgili makama