İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
dead |
{ded}
- [A] ölü, ölmüş, cansız, kullanılmayan, unutulmuş, donuk, dermansız, sönmüş, acımasız, bozuk, çıkmaz, tam, çok, keskin
- [ADV] büsbütün, tamamen, aşırı
- [N] ölü zaman
|
|
dead |
s. ölü, öImüş, müteveffa; sönük; cansız, hareketsiz, ölü gibi; renksiz, solgun, tadı kaçmış, soğuk. dead ahead dosdoğru. dead and gone öImüş gitmiş. dead as a doornail öImüş, cansız. dead ball spor saha dışına çıkmış top, ölü top. dead beat çok yorgun, bitkin. dead center ölü nokta. dead end çıkmaz sokak; çıkmaz. dead hand bak. mortmain. dead heat spor berabere biten yarış. dead language ölü dil. dead letter hükmü kalmamış kanun; sahibi bulunamayıp postanede kalan mektup. dead march {müz}. cenaze marşı. dead nettle ısırganotu , ballıbaba, {bot}. Lamium. dead reckoning {den}. kaba kompas hesabı, parakete hesabı, pusula ile seyrüsefer hesabı. dead right tamamen haklı. dead set {k}.dili kararlı. dead set against tamamen karşı, muhalif. dead tired bitkin, yorgun. dead water durgun su ; dümen suyu. dead weight geminin darası. come to a dead stop tamamen durmak. the dead ,{çoğ}. ölüler. the dead of night gece karanlığı. the dead of winter kışın ortası. deadness
i. hissizlik, duygusuzluk. |
|
dead |
s. 1. ölmüş, ölü. 2. cansız, hareketsiz; sönük. 3. ölü {renk}. |
|
dead |
gerilimsiz |
|
dead |
gerilimsiz |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
arise from dead |
|
|
The battery is dead. |
|
|
dead cert |
- [N] olacağına kesin gözüyle bakılan şey, kesinkes olacak olay, mutlâk sonuç
|
|
cut smb. dead |
- [ID] görmemezlikten gelmek, tanımamazlıktan gelmek
|
|
at dead of night |
- [ADV] gece yarısı, el ayak çekilince
|
|
in the dead of winter |
- [ADV] karakışta, kışın ortasında
|
|
rise from the dead |
|
|
the dead |
- [N] ölü, ölüler, ölmüşler
|
|
the dead of winter |
|
|
wait for a dead man's shoes |
- [ID] miras beklemek, yerine geçmek için ölümünü beklemek
|
|
dead against |
- [A] muhalif
- [ADV] tam karşıtı, zıttı, tamamen karşısında
|
|
dead alive |
{,dedə'laıv}
|
|
dead and gone |
- [PHR] ölüp gitmiş, rahmetli olmuş
|
|
dead asleep |
|
|
dead body |
|
|
dead capital |
|
|
dead center |
{,ded'sentər}
|
|
dead end |
{,ded'end}
- [N] çıkmaz sokak, çıkmaz, kör uç
|
|
dead-end |
{,ded'end}
- [A] çıkmaz, çıkışı olmayan, umutsuz, geleceği olmayan, sonu olmayan, başarı şansı olmayan, sefil, perişan
|
|
dead-end kid |
|
|
|
|