İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
deliver |
{dı'lıvər}
- [V] kurtarmak, serbest bırakmak, doğurtmak, söylemek, devretmek, iletmek, dağıtmak, vermek, teslim etmek, atmak
|
|
deliver |
f. 1. teslim etmek, bırakmak, vermek: They will deliver the furniture tomorrow morning. Mobilyayı yarın sabah teslim edecekler. 2. {gazete, mektup v.b.´ni} dağıtmak. 3. {yumruk/darbe} indirmek. 4. {from} -den kurtarmak. 5. {çocuğu} almak, doğurtmak. 6. {söylev} vermek, {konuşma} yapmak. 7. {hüküm} vermek. |
|
deliver |
f. tevdi etmek, teslim etmek, bırakmak, vermek; kurtarmak, serbest bırakmak; çocuğu almak, doğurtmak; irat etmek, söylemek {nutuk}; atmak {tokat}; hüküm vermek. deliver oneself of konuşma haline dökmek. be delivered of doğurmak. |
|
Deliver |
Teslim Et |
|
deliver |
de.liv.er
dîlîv'ır
Fiil
* teslim etmek, bırakmak, vermek:
They will deliver the furniture tomorrow morning.
Mobilyayı yarın sabah teslim edecekler.
* {gazete, mektup v.b.'ni} dağıtmak.
* {yumruk, darbe} indirmek.
* [{from}] -den kurtarmak.
* {çocuğu} almak, doğurtmak.
* {söylev} vermek, {konuşma} yapmak.
* {hüküm} vermek. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|