İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
double-dyed |
{,dʌbəl'daıd}
- [A] iki kat boyanmış, karalanmış, daniskası, kaşarlanmış
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
double bed |
{,dʌbəl'bed}
- [N] kişilik: çift kişilik, yatak: iki kişilik yatak
|
|
I'd like a room with a double bed. |
- [PHR] yatak: Çift kişilik yatağı olan bir oda rica ediyorum.
|
|
bend double |
|
|
bookkeeping by double entry |
- [N] ikili usulde defter tutma
|
|
I double dare you! |
- [INTRJ] yap da görelim!, sen yap, ben de yaparım!
|
|
double |
{'dʌbəl}
- [A] çift, iki kat, ikili, çifte, iki kişilik, duble, iki yüzlü, iki anlamlı
- [ADV] iki kat, iki misli, ikişerli, ikili, çift, çifte
- [N] iki kat, çift, kopya, benzer, duble, ikili bahis, dublör, koşar adım
- [V] iki misli yapmak, iki yle çarpmak, ikiye katlamak, katlamak, dublörlüğünü yapmak, iki rolü birden oynamak, bükmek, iki katına çıkmak, katlanmak
|
|
at the double |
- [ADV] koşar adım, koşar adımla
|
|
in double time |
|
|
lead a double life |
- [V] bilinenden ayrı bambaşka bir hayat sürmek
|
|
Make it a double, please. |
| | |