Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
double-park Dinle! {,dʌbəl'pɑ:rk}
  • [V] iki sıra parketmek, parkeden bir aracın yanına parketmek

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
amusement park
  • [N] lunapark
ball park {'bɔ:lpɑ:rk}
  • [N] top oynanan park
double bed {,dʌbəl'bed}
  • [N] kişilik: çift kişilik, yatak: iki kişilik yatak
I'd like a room with a double bed.
  • [PHR] yatak: Çift kişilik yatağı olan bir oda rica ediyorum.
bend double
  • [V] iki büklüm etmek
bookkeeping by double entry
  • [N] ikili usulde defter tutma
car park {'kɑ:r,pɑ:rk}
  • [N] otopark, araba parkı, park yeri
I double dare you!
  • [INTRJ] yap da görelim!, sen yap, ben de yaparım!
double Dinle! {'dʌbəl}
  • [A] çift, iki kat, ikili, çifte, iki kişilik, duble, iki yüzlü, iki anlamlı
  • [ADV] iki kat, iki misli, ikişerli, ikili, çift, çifte
  • [N] iki kat, çift, kopya, benzer, duble, ikili bahis, dublör, koşar adım
  • [V] iki misli yapmak, iki yle çarpmak, ikiye katlamak, katlamak, dublörlüğünü yapmak, iki rolü birden oynamak, bükmek, iki katına çıkmak, katlanmak
at the double
  • [ADV] koşar adım, koşar adımla
in double time
  • [ADV] çabuk, hızla
lead a double life
  • [V] bilinenden ayrı bambaşka bir hayat sürmek
Make it a double, please.
  • [PHR] duble: Duble olsun, lütfen.
play a double game
  • [ID] ikili oynamak, çift taraflı oynamak, iki tarafı da idare etmek
see double
  • [V] çift görmek, sarhoş olmak
sleep double
  • [V] yatakta iki kişi yatmak, birlikte yatırmak
There are no double rooms left.
  • [PHR] çift: Çift kişilik odamız kalmadı.
double-acting {,dʌbəl'æktıŋ}
  • [A] iki yönlü çalışan, çift taraflı işleyen
double-action
  • [A] iki yönlü çalışan, çift taraflı işleyen
double agent {,dʌbəl'eıdʒənt}
  • [N] ikili çalışan casus, çift taraflı ajan

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
milli park
  • [N] national park
park
  • [N] park, garden, common, parking, back: backs
Burada ne kadar park edebilirim?
  • [PHR] park: How long can I park here?
Burada park yapılmaz.
  • [PHR] parking: Parking is not allowed here.
Buraya park edebilir miyim?
  • [PHR] park: Can I park here?
Bu şehirde park var mı?
  • [PHR] park: Is there a park in this town?
En yakın park yeri nerede?
  • [PHR] parking: Where is the nearest parking lot?
Nereye park edebilirim?
  • [PHR] park: Where can I park?
Park ücreti ödemem gerekiyor mu?
  • [PHR] park: Must I pay to park here?
Park yapılmaz
  • [PHR] parking: No parking
ücretli park yeri
  • [N] parking: toll parking
ücretsiz park yeri
  • [N] parking: free parking
park cezası makbuzu
  • [N] parking ticket
park etme yeri
  • [N] pull-up
park gezinti yolu
  • [N] concourse
park haline koymak
  • [V] impark
park lâmbaları
  • [N] dimmers
park lâmbası
  • [N] parking light
park ücreti
  • [N] parking fee
park yapılmaz!
  • [INTRJ] parking: no parking!