Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
emekli
  • [A] retired, retiring, superannuated
  • [N] pensioner, pensioner: old age pensioner
emekli retired {official}.

emekliye ayırmak /ı/ to retire {an employee}, put on retirement pay.

emekli aylığı retirement pay, pension.

emekli olmak/

emekliye ayrılmak {for an employee} to retire.
emekli * retired {official}.
emekli retired person
emekli pensioner

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
emekli asker
  • [N] ex-serviceman
emekli aylığına hak kazanmak
  • [V] pension: entitle to a pension
emekli devlet adamı danışman
  • [N] elder statesman
emekli edilebilir
  • [A] pensionable
emekli etmek
  • [ID] grass: put out to grass
  • [V] retire, pension off, superannuate, pension
emekli fonu
  • [N] pension fund
emekli maaşı
  • [N] pension, pension: old age pension, annuity: old age annuity, retired pay, retiring pension, superannuation
emekli maaşı alıyor olmak
  • [V] pension: be on a pension
emekli olma
  • [N] superannuation
emekli olmak
  • [ID] grass: be out at grass, pasture: retire to pasture
  • [V] retired: be retired, retire
emekli olmak üzere olan yönetici
  • [N] lame duck
emekli olmuş
  • [A] ex-service
emekli sandığı
  • [N] superannuation fund, pension fund
maluliyet emekli maaşı
  • [N] disability pension
yaş haddinden emekli etmek
  • [V] superannuate
yaşlılıktan emekli edilmiş
  • [A] superannuated
emekli aylığı * retirement pay, pension.
emekli olmak emekli olmak/emekliye ayrılmak * {for an employee} to retire.
emekli aylığı pension
emekli fonu pension fund