İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
fashion |
{'fæʃən}
- [N] moda, adet, tarz, üslup, biçim, yüksek tabaka, kılık kıyafet, dış görünüş
- [V] yapmak, biçimlendirmek, uydurmak
|
|
fashion |
i. 1. moda. 2. biçim, şekil; tarz.
f. yapmak, şekil vermek. |
|
fashion |
i.
f. moda, adet, usul, kılık, biçim, şekil; tarz, üslûp; davranış; kibar sınıf hayatı; üst tabaka, yüksek zümre;
f. yapmak, şekil vermek. fashion to uydurmak. fashion plate en son modayı izleyen kimse; elbise modeli. after veya in a fashion şöyle böyle. after the fashion of gibi, tarzında. out offashion modası geçmiş, demode. set the fashion modada öncülük etmek. the latest fashion en son moda. |
|
fashion |
fash.ion
fäş'ın
İsim
* moda.
* biçim, şekil; tarz.
Fiil
* yapmak, şekil vermek. |
|
fashion |
moda, adet, usul, kılık, biçim, şekil; tarz, üslûp |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
after a fashion |
- [ADV] yarım yamalak, şöyle böyle
|
|
in the fashion |
- [ADV] moda, rağbette, şeklinde, biçiminde, tarzında, gibi
|
|
out of fashion |
- [ADV] modası geçmiş, demode
|
|
set the fashion |
|
|
fashion designer |
|
|
fashion parade |
|
|
fashion plate |
{'fæʃən,pleıt}
- [N] model, moda resimleri, modayı takip eden kimse
|
|
fashion show |
|
|
out-of-fashion |
| | |