İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
fling |
{flıŋ}
- [N] fırlatma, atma, atış, binicisini atma, deneme, atılma, doya doya eğlenme, kurtlarını dökme, dans: İskoç dansı
- [V] atmak, fırlatmak, savurmak, atılmak, girişmek, fırlamak, ani hareket etmek
|
|
fling |
f. {flung} atmak, fırlatmak, savurmak: silkinmek: silkmek; binicisini üstünden atmak {at}: öteye beriye sallamak; yıkmak, düşürmek, devirmek; çifte atmak: atılmak; savurmak {küfür}; dalmak, sıçramak. fling away dışarı atmak, dışarı fırlamak. fling off dağıtmak, yaymak; izini kaybettirmek {av}; defetmek. fling out yüzüne karşı söylemek {söz}; fırlatmak. |
|
fling |
i. atma, atış; sıçrayış, fırlayış; hakaret, laf sokuşturma, iğneli söz; hareketli dans; çıIgınlık, eğlence, serbest davranış. have a fling at denemek, yapmaya çalışmak. have ones fling baskıdan kurtulup serbestçe hareket etmek, meydanı boş bulup bol bol eğlenmek. |
|
fling |
f. {flung} 1. fırlatmak, hızla atmak. 2. {kollarını} savurmak.
i. |
|
fling |
fling
flîng
Fiil (D) flung
* fırlatmak, hızla atmak.
* {kollarını} savurmak.
İsim
·(bakınız)
"have a fling"
"have a fling at" |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
fling dirt at smb. |
- [ID] çamur atmak, iftira atmak
|
|
at full fling |
|
|
full fling |
|
|
fling away |
- [V] fırlatıp atmak, atmak, boşa harcamak, saçıp savurmak
|
|
fling down the gauntlet |
- [ID] düelloya davet etmek, meydan okumak
|
|
fling off |
- [V] çıkarıp atmak, izini kaybettirmek, dağıtmak, yaymak, üzerinden atmak, silkinip atmak, binicisini atmak
|
|
fling on |
- [V] sırt: sırtına almak {giysi}, omzuna almak {giysi}
|
|
fling out |
- [V] silkinmek, binicisini atmak, atmak, fırlatıp atmak, yüzüne söylemek, uzatıvermek {kollar}, ani hareket etmek
|
|
fling smth. in one's teeth |
- [ID] yüzüne vurmak, başına kakmak
|
|
fling down the glove |
- [ID] düelloya davet etmek, meydan okumak
|
|
fling to the winds |
|
|
fling back open |
{pencereyi/kapıyı} hızla açmak. |
|
fling o.s. into |
{bir işe} dört elle sarılmak, balıklama dalmak. |
|
have a fling |
kurtlarını dökmek. |
|
have a fling at |
{bir şey yapmayı} denemek. |
|
fling back open |
* {pencereyi, kapıyı} hızla açmak. |
|
fling oneself into |
* {bir işe} dört elle sarılmak, balıklama dalmak. |
|
have a fling |
* kurtlarını dökmek. |
|
have a fling at |
* {bir şey yapmayı} denemek. |
|
fling off |
elinden kurtul |
|
|
|