forbid |
{fər'bıd}
- [V] yasaklamak, olanak vermemek, engel olmak, menetmek
|
|
forbid |
f. {bade, bidden, bidding} menetmek, yasaklamak, yasak etmek. God forbid ! Allah esirgesin ! forbidden
s. yasak, yasaklanmış. Forbidden City Tibet deki Lhasa şehri; Pekindeki eski yasak bölge. forbidden degrees nikâh düşmeyen akrabalık dereceleri. forbidden fruit ahlâkdışı zevk. |
|
forbid |
for.bid
fırbîd'
Fiil (D) forbade, forbidden, forbidding
* yasaklamak, yasak etmek. |
|
forbid |
{bade, bidden, bidding} menetmek, yasaklamak, yasa |
|
forbid |
yasakla |
|
|