İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| bencher |
{'bentʃər}
- [N] baro yönetim kurulu üyesi, kıdemsiz parlamento üyesi, avam kamarası üyesi
|
|
| Is the dining car at the front or rear of the train? |
- [PHR] vagon: Yemekli vagon trenin önünde mi arkasında mı?
|
|
| cold front |
|
|
| front-end collision |
- [N] çarpışma: önden çarpışma
|
|
| front |
{frʌnt}
- [A] ön, öndeki, cüret
- [N] ön, ön taraf, yüz, cephe, paravan kişi, paravan şirket, alın, sima, yüzsüzlük, utanmazlık, arsızlık
- [V] bakmak, dönmek, yönelmek, karşı olmak, önderlik etmek, yol göstermek, cephesini düzenlemek
|
|
| be in the front |
|
|
| Can you cut a little more off the front? |
- [PHR] ön: Önümü biraz daha kısaltır mısınız?
|
|
| in front of |
- [PREP] önünde, karşısında
|
|
| front bench |
- [N] avam kamarasında bakanlar sırası, ön sıralar
|
|
| front door |
- [N] ön kapı, sokak kapısı
|
|
| front drive |
|
|
| front for |
- [N] ön tarafı oluşturmak, paravanlık etmek
|
|
| |