Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
grass Dinle! {græs}
  • [N] ot, çim, çimen, çayır, otlak, esrar, marihuana
  • [V] otlatmak, çim kaplamak, çayıra salmak, çimlere yaymak, yere sermek, vurmak {kuş}, otlamak, ot yemek, ele vermek, ihbar etmek
grass {i.}, {f.} ot, çimen, çim, yeşillik; çayır, otlak; ot gibi herhangi bir bitki, argo haşiş; {f.} otlatmak, otlağa çıkarmak; otlamak; otla, kaplamak; {kumaşı ağartmak maksadıyle} otlar üzerine sermek; spor yere düşürmek. Bermuda grass domuz ayrığı, {bot.} Cynodon dactylon. black grass sıçankuyruğu, {bot.} Alopecurus agrestis corn panic grass, deccan grass tavşan otu, {bot.} Panicum colonum. couch grass ayrıkotuna benzer bir ot, {bot.} Poa palustris. meadow grass, rye grass karaçayır, {bot.} Lolium temulentum. scurvy grass kaşıkotu, {bot.} Cochlearia officinalis. grass snake üstü halkalı adi zehirsiz yılan. grass widow boşanmış veya kocasından ayrı yaşayan kadın; kocası yanında olmayan kadın. He doesnt let any grass grow under his feet. Ayağının altında ot bitmez. Boşuna vakit kaybetmez. Fırsatları kaçırmaz. grassiness {i.} otluk, yeşillik. grassy {s.} otlu, çimenli, yeşillikli .
grass i.
1. çimen; çim, ot.
2. argo {sigara halinde içilen} hintkenevirinin kurutulmuş yaprakları.

f.
1. çimenle kaplamak.
2. çimlemek.
grass grass gräs İsim * çimen; çim, ot. slang * {sigara halinde içilen} hintkenevirinin kurutulmuş yaprakları. Fiil * çimenle kaplamak. * çimlemek.
grass ot, çimen, çim, yeşillik; çayır, otlak; ot gibi he

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
alfa grass
  • [N] alfa otu
bent grass
  • [N] çimen
cotton grass {'kɒtən,græs}
  • [N] pamuk otu
couch grass {'kaʋtʃgræs}
  • [N] ayrık otu
fescue grass
  • [N] çayır otu
be out at grass
  • [ID] emekli olmak, yayılmak
  • [V] otlamak
esparto grass
  • [N] ot: halfa otu, hasırotu
hear the grass grow
  • [ID] ukâla olmak, bilmişlik etmek
keep off the grass!
  • [INTRJ] çimlere basmayın!
put out to grass
  • [ID] emekli etmek, atı yarışlardan almak
  • [V] otlatmak, çayıra salmak
viper's grass
  • [N] bitki: sarı çiçekli çok yıllık bir bitki
grass blade
  • [V] ot sapı
grass down
  • [V] otlatmak
grass-grown
  • [A] çimenli
grass on smb.
  • [V] ele vermek, ihbar etmek
grass over
  • [V] çim kaplamak
grass roots {,græs'ru:ts}
  • [N] kök, kaynak, temel, halk, köylü, taban parti
grass snake {'græs,sneık}
  • [N] çayır yılanı, zehirsiz yılan
grass widow {græs'wıdəʋ}
  • [N] kocası uzaktaki kadın, şen dul, kocasından ayrı yaşayan kadın
grass widower {græs'wıdəʋər}
  • [N] karısı uzaktaki erkek, karısından ayrı erkek, dul erkek