Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
heat Dinle! {hi:t}
  • [N] sıcaklık, hararet, ısı, vücut ısısı, ateş, ısıtma, acılık, öfke, kızgınlık, ısınma, kızışma, kızgınlık dönemi, baskı
  • [V] ısıtmak, kızıştırmak, hareketlendirmek, ısınmak, kızdırmak, kızmak, kızışmak
heat i.
1. sıcaklık, ısı.
2. hiddet, öfke.
3. tav.
4. kızışma, kösnü.
5. spor eleme, eleme koşusu/yarışı.
heat f. ısıtmak; ısınmak.
heat f. Isıtmak, ısınmak; kızdırmak, kızmak.
heat i. sıcaklık, hararet, ısı, sıcak, vücut ısısı; hiddet, öfke, gazap, kızgınlık; şehvet galeyanı, azma {hayvanlarda}; tav, bir kere kızdırılma; yarışta koşu nöbeti; {A.B.D}., argo baskının artması; polis tarafından yapılan işkence; baskın. heat conduction ısı nakli, sıcağın geçmesi. heat energy {fiz}. ısı gücü. heat exhaustion sıcak çarpması. heat lightning gök gürlemesi olmadan çakan şimşek, uzaklığından dolayı sesi işitilmeyen şimşek. heat of vaporization {fiz}. buharlaşma ısısı. heat rash isilik. heat ray {fiz}. Isı ışını. heat spectrum {fiz}. kızılötesi. heet stroke sıcak çarpması. heat wave sıcak dalgası. final heat spor final koşusu. in a heat öfkeyle. in heat azgınlık devresinde olan, kızışmış {dişi hayvan}. Iatent heat ddnmuş bir maddenin erimesi veya bir sıvının buharlaşması için gereken ısı miktarı. prickly heat isilik, yazın sıcağın şiddetinden ciltte hâsıl olan kırmızılık ve kaşıntı. radiant heat lşımayla yayılan ısı. specific heat bir maddenin sıcaklığını bir derece artırmak için gerekli olan ısı miktarı, spesifik ısı. trial heat spor tecrübe koşusu.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
correct heat
  • [N] tav
dead heat {,ded'hi:t}
  • [N] berabere biten yarış
at one heat
  • [ADV] birden, bir defada
being on heat
  • [N] kösnüme
Can you heat this up?
  • [PHR] ısınmak: Bunu ısıtır mısınız?
in heat
  • [ADV] kızgınlık döneminde
scorching heat
  • [N] sıcak: yakıcı sıcak, sıcak: kavurucu sıcak
the heat
  • [N] polis, aynasız
turn on the heat
  • [ID] baskıyı artırmak
heat barrier
  • [N] ısı limiti {uçak}
heat insulation
  • [N] ısı yalıtımı
heat prostration {,hi:tprɒ'streıʃən}
  • [N] güneş çarpması, sıcak çarpması
heat rash
  • [N] isilik
heat-seal
  • [V] sıcak mühür basmak
heat shield
  • [N] ısı kalkanı
heat spot {'hi:t,spɒt}
  • [N] hararetten oluşan cilt kızarıklığı, ısıya hassas cilt bölgesi
heat-treat Dinle! {'hi:t,tri:t}
  • [V] ısı uygulamak, ısı tedavisi yapmak, termoterapi uygulamak
heat unit
  • [N] ısı birimi
heat up
  • [V] ısıtmak, kızıştırmak, kızdırmak, hareketlendirmek
heat wave {'hi:t,weıv}
  • [N] sıcak dalgası, sıcak hava dalgası