hit |
{hıt}
- [N] vuruş, vurma, darbe, isabet, şans, başarı, çıkış, taş, laf çaktırma, kiralık katilin hedefi
- [V] vurmak, çarpmak, isabet ettirmek, rastgelmek, sarsmak, üzmek, yaralamak, bulmak, ulaşmak, varmak, olmak, isabet etmek, yumruk atmak
|
|
hit |
i. vuruş, vurma, darbe; isabet; başarı, muvaffakıyet, şans; yerinde söz; argo iğne ile vücuda zerkedilen esrar. hit or miss gelişigüzel. make a hit beysbol tam vuruş yapmak; argo üstün başarı sağlamak. |
|
hit |
f. {hit, ting} vurmak; hedefe isabet ettirmek; uymak, uygun olmak; varmak, erişmek; isabet etmek; saldırmak; tesir etmek; {A.B.D}., {k}.dili {yola} düzülmek, koyulmak; {A.B.D}., argo vücuda esrar zerketmek. hit-and-run
s. çarpıp kaçan {şöför}. hit below the belt boksta kurallara aykırı davranmak; haksızlık etmek, kalleşlik etmek. hit it off anlaşmak, uyuşmak, mutabık kalmak. hit ones stride {k}.dili en yüksek hıza veya dereceye ulaşmak. hit off süratle ve ustalıkla yapmak; taklit etmek. hit-or-miss
s.
z. rasgele, tesadüfi;
z. sonucunu düşünmeden, dikkatsizce, Iâkaytçe. hit out yumruklamak, yumrukla vurmak. hit the books slang ineklemek {ders}. hit the bottle argo şişeyi devirmek, fazla içki içmek. hit the ceiling argo tepesi atmak. hit the deck argo yataktan kalkmak; aniden yüzükoyun yere yatmak. hit the jackpot argo beklenilmedik anda başarı kazanmak. hit the nail on the head taşı gediğine koymak; tam bilmek; tam isabet kaydetmek. hit the sack argo yatmak. hit upon rasgele bulmak. |
|
hit |
f. {hit,
__ting} 1. vurmak, çarpmak. 2. isabet ettirmek; isabet etmek.
i. 1. vuruş, vurma, darbe. 2. isabet. 3. başarı. 4. yerinde söz. |
|
hit |
yakalama |
|
|