İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| before you could say Jack Robinson |
- [ID] göz açıp kapayıncaya kadar, kaşla göz arasında
|
|
| car jack |
|
|
| cheap-jack |
{'tʃi:pdʒæk}
- [N] salı pazarı, ucuz mal satan seyyar satıcı, kalitesiz, adi
|
|
| dandy |
{'dændı}
- [A] mükemmel, yaman, düzgün, şık, zarif
- [N] züppe, hanım evladı, çıtkırıldım tip, kusursuz şey, yetkin kimse, yelkenli: küçük yelkenli, filika
|
|
| the dandy |
|
|
| dandy brush |
{'dændıbrʌʃ}
|
|
| Jack Frost |
|
|
| jack |
{dʒæk}
- [N] adam, mangır, erkek, kriko, vale, kaldıraç, sancak {gemi}, priz, erkek tavşan, eşek: erkek eşek, para
- [V] kriko ile kaldırmak, kaldırmak, yükseltmek
|
|
| Can you lend me a jack? |
- [PHR] kriko: Kriko ödünç verir misiniz?
|
|
| every man Jack |
|
|
| yellow jack |
- [N] karantina bayrağı, sarıhumma, karantina flaması
|
|
| jack-hammer |
{'dʒæk,hæmər}
- [N] delici çekiç, kaya delgisi
|
|
| | |