İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
lead-in |
{'li:dın}
- [N] besleme, anten giriş teli, giriş, programı açış sözleri, tanıtma
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
lead to the altar |
- [V] evlenmek, dünya evine girmek
|
|
lead smb. a dance |
- [ID] başına iş açmak, üzmek, eziyet etmek, hayatı zehir etmek
|
|
lead smb. a dog's life |
- [ID] hayatını mahvetmek, hayatı zindan etmek
|
|
dog lead |
{'dɒgli:d}
|
|
lead a double life |
- [V] bilinenden ayrı bambaşka bir hayat sürmek
|
|
lead a hand-to-mouth existence |
|
|
lead |
{led}
- [A] kurşundan yapılmış
- [N] kurşun, iskandil, kurşun levha
|
|
lead |
{li:d}
- [N] rehberlik, öncülük, önderlik, önde olma, ilk oynama hakkı {iskambil}, örnek, kılavuz, kablo
- [V] başında olmak, yol göstermek, öncülük etmek, önde gitmek, önderlik etmek, yönetmek, yönlendirmek, etkilemek, başı olmak, sürdürmek, sürmek, açmak {kartlarını}, götürmek
|
|
give smb. a lead |
- [V] yol göstermek, yol açmak
|
|
give the lead |
|
|
take the lead |
|
|
lead a happy life |
- [V] mutlu bir hayat sürmek
|
|
lead a life |
|
|
lead astray |
- [V] azdırmak, baştan çıkarmak, bozmak, ayartmak
|
|
lead at cards |
|
|
lead away |
- [V] alıp götürmek, başlatmak, saptırmak
|
|
lead away from |
|
|
lead content |
|
|
lead off |
- [V] başlatmak, yol göstermek
|
|
lead-off |
{'li:d,ɒf}
|
|
|
|